Geçmiş binyıllarda dünya üzerinde kendini çeşitli defalar kanıtlamış büyük dehalar yaşadılar. Bilim dallarının tümünde olduğu gibi bir konu daha vardı ki, geçmişteki en hayati mesleklerden biri olarak dikkat çekiyordu: Askerlik. İmparatorlukların kurulması ve gelişmesi, hayatta kalması çoğunlukla askerlerin başrol oynadığı mücadeleler sayesinde belirleyici olmaktaydı. Ve yetişen askeri dehalar gidişatlarda önemli roller oynar ve çoğunlukla da Roma İmparatorluğunda olduğu gibi imparatorluk tacını giyebiliyorlardı.

Askeri dehaların bir özellikleri de kendilerinden önce yaşamış büyük generallerin öykülerini ve başarılarını iyi bilmeleriydi. Hatta çoğunlukla da başlangıçta kendi kahramanları olarak bu kişileri seçmeleriydi.

Büyük İskender, Roma İmparatoru Augustus, Romalı General Scipio Africanus, İmparator Büyük Constantinius, Osmanlı İmparatoru II. Mehmet, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarihin en önde gelen askeri dehalarıydılar.

Hannibal'in Napoli Ulusal Müzesi'ndeki büstü.

İşte yukarıda saydığımız bu kahraman askerlerden biri Kartacalı General Hannibal idi. Milattan Önce 247-183 yılları arasında yaşar Hannibal. Tıpkı babası gibi o da günün birinde, daha 26 yaşındayken Kartaca ordusunda komutan olur. İberia prensesi İmilce ile evlenir. Dönemin tek dünya imparatorluğu olan Roma'ya karşı girdiği amansız mücadelede gösterdiği kahramanlıklar, kendine has stratejilerle kazandığı savaşlar ve çetin kış şartlarında Pirene Dağları'nı filleriyle beraber aşması, Pausanias'un yolculuğu gibi O'nu dilden dile aktaran başarıları olmuştu. Pön ve Cannae Savaşlarında Roma ordusunu bozguna uğratan Hannibal, savaşlarda kullandığı hilal düzeni sayesinde bu başarıları elde etti. Hannibal'i yenmeyi kendisi için bir onur meselesi yapan Roma Generali Scipio Africanus, Hannibal'i kendi evi Kartaca'da ve O'nun savaş düzeni olan hilal düzeniyle Zama'da yenilgiye uğratır. Sonrasında Kartaca Senatosu'ndan Hannibal'in kendilerine teslim edilmesini isterler. Bu sırada Hannibal kendi isteğiyle sürgüne gider. Önce Ephesos'a (Selçuk) giderek, askeri danışmanlık yapar. Devamında ise Seleukidlerle (İran) Pergamon'a karşı savaşır ama savaşı kaybeder. Oradan, bugünkü Batı Anadolu topraklarını içeren Bithynia'ya (genel olarak Üsküdar'dan başlayıp, Bursa'yı da içine alan bölge) gider. Romalılar Bithynialılar'dan Hannibal'i istediklerinde, Romalılar'ın eline geçmektense yanında taşıdığı zehri içerek, hayata veda etmeyi tercih eder.

Bir söylenceye göre bugünkü Bursa'nın kurulması Hannibal'in tavsiyesi üzerine Bithynia Kralı Prusias tarafından gerçekleştirilmiştir.

Hannibal için hayat MÖ. 183 yılında, 60'lı yaşlarında bitmiştir ama bizi daha çok ilgilendiren kısım burda başlar. Hannibal'in intihar ettiği yer, bugünkü Gebze (Roma döneminde Libyssa; Bizans döneminin Dakibitsa) yerleşimidir. İkinci önemli nokta ise, mezarının bulunduğu yer olarak tahmin edilen Gebze'de bugüne değin böyle bir mezara rastlanmayışıydı. Atatürk'ün, Hannibal'in mezarının bulunarak, bir anıt dikilmesi konusundaki isteği de hala yerine getirilemedi. Her ne kadar Gebze'deki Tubitak'ın yerleşkesinde Hannibal adına bir anıt dikili olsa da mezarının bulunması, bu büyük askerin anılarının sıcak tutulması ve Atatürk'ün isteğinin yerine getirilmesi açısından önemlidir.