Kendine Zarar Verme: Sessiz Çığlık
Bazen öyle anlar olur ki, içimizdeki acı taşınamaz hale gelir. Kimi zaman yaşadığımız duygusal sıkıntıları kimseye anlatamayız, çünkü kelimeler yetersiz gelir. İşte tam da bu noktada, bazı insanlar bu yoğun acıyı dindirmek için vücutlarına zarar verme yoluna başvururlar. Dışarıdan bakıldığında korkutucu ve anlaşılmaz gibi görünen bu davranış aslında kişinin içindeki karmaşayı susturma çabasıdır. Tıpkı içimizdeki yoğun öfkeyi, başımızı duvara vurmak gibi fiziksel bir acıyla bastırmak istemek gibi.


Kendine Zarar Verme Nedir?
Kendine zarar verme, kişinin bilinçli bir şekilde vücuduna zarar vererek içsel acısını hafifletmeye çalıştığı bir davranıştır. Çoğu zaman bunu yapan kişi, hayatına son vermek istemez. Aksine, bu davranışla hayatta kalmayı ve zihnindeki acıyı bir süreliğine dindirmeyi hedefler. Fiziksel acı, o an için zihinsel acının üzerine çıkar ve kişi bir an için rahatlama hisseder.
Bu davranışı şöyle düşünebiliriz: Elinizde ağır bir yük taşıdığınızı hayal edin. Bu yük sizi o kadar zorluyor ki, nefes almak bile güç hale geliyor. O an aklınıza gelen tek çözüm, yere düşüp bu yükten kurtulmak oluyor. İşte kendine zarar vermek de kişinin taşıdığı duygusal yükü hafifletme çabasıdır. Fiziksel bir yara açarak zihnindeki acıyı bir süreliğine susturur.


Neden Kendimize Zarar Veririz?
Kendine zarar veren insanların geçmişlerinde genellikle travmatik deneyimler vardır. Çocukluk döneminde yaşanan duygusal ya da fiziksel istismar, ilerleyen yaşlarda bu tür davranışlara zemin hazırlayabilir. Bir tür "cezalandırma" gibi düşünebiliriz bunu. Kendimize zarar vererek içimizde biriken duygusal acıyı dışa vururuz.
Örneğin, çocuklukta sürekli eleştirilen ve değersiz hissettirilen bir insan, yetişkinlik döneminde de aynı duyguları hissettiğinde bu duyguları bastırmak yerine fiziksel acıya başvurarak kendini cezalandırır. Aslında burada olan şey, kişinin kendini değersiz hissettiği için bunu bir şekilde dışa vurma çabasıdır.

Kendine Zarar Vermenin Gizli Mesajı
Birçok insan, kendine zarar vererek çevresine bir mesaj vermeye çalışır. "Kontrol bende!" der gibidir. Bu, aslında dış dünyaya karşı bir sınır koyma çabasıdır. "Kimse benim acılarımı anlamıyor, ama ben kendim üzerimde söz sahibiyim" mesajını verir. 

Kendi bedenini zedeleyerek hem duygusal hem de fiziksel bir kontrol kazanma hissi yaratır.Bunu tıpkı elinizden kontrolü kaybetmek üzereyken son anda direksiyonu tutup sert bir dönüş yapmak gibi düşünebilirsiniz. Kendi hayatınızda kontrolü kaybettiğinizi hissettiğinizde, bedeninizde bir acı yaratarak bu kontrolü yeniden kazanma çabasına girebilirsiniz.

ERTELEME DAVRANIŞINA PSİKOLOJİK YAKLAŞIM ERTELEME DAVRANIŞINA PSİKOLOJİK YAKLAŞIM

Peki Bu Durumu Nasıl Anlayabiliriz?
Kendine zarar verme davranışı, aslında kişinin çevresine sessiz bir yardım çığlığıdır. Bu insanlara yaklaşırken onları yargılamak yerine, acılarını anlamaya çalışmalıyız. Fiziksel acının, duygusal bir rahatlama sağladığını bilmek önemli. Bu, kişilerin yaşadıkları içsel sıkıntıyı bir şekilde ifade etme yoludur. Onlara duygusal anlamda destek olmak, güvenebilecekleri bir alan yaratmak ve ihtiyaç duydukları yardımı sağlamak gerekir.
Kendine zarar veren birini anlamaya çalışırken şunu hatırlayalım: Bu davranış, onların içsel acılarının bir ifadesidir. Doğru bir yaklaşımla bu kişilere ulaşmak, onların duygusal yüklerini hafifletmek mümkündür.

Çözüm Yolları: Duygusal Yükü Hafifletmek
Kendine zarar veren insanlara yaklaşırken, en önemli şey empati kurmaktır. Onların davranışlarını yargılamak yerine, yaşadıkları duygusal karmaşayı anlamaya çalışmalıyız. Bu kişiler genellikle duygularını ifade etmekte zorlanırlar ve acılarını susturmak için fiziksel acıya başvururlar. O yüzden, onları dinlemek ve yalnız olmadıklarını hissettirmek çok kıymetlidir.
Bu noktada profesyonel destek almak da kritik bir rol oynar. Terapi süreçleri, özellikle bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler, kişilerin duygularını daha sağlıklı bir şekilde ifade etmelerine ve acılarını yönetmelerine yardımcı olabilir. Duygu düzenleme terapileri de kişinin olumsuz duygularla nasıl başa çıkacağını öğrenmesine olanak sağlar. Eğer birey geçmişte travmatik bir olay yaşadıysa, EMDR gibi travma odaklı terapiler, bu travmatik anıların işlenmesine ve duygusal yükün hafifletilmesine destek olabilir.
Bireyin hayatında anlam bulabileceği faaliyetler sunmak da önemli bir adım. Sanat, spor, müzik gibi uğraşlar, kişinin enerjisini doğru yönlendirmesine yardımcı olabilir. Aile ve arkadaş çevresinin de destekleyici olması, bu süreçte büyük bir fark yaratır. Aile bireylerinin, ergenlerle nasıl sağlıklı iletişim kurabileceklerini öğrenmeleri, çatışmaları ve yanlış anlamaları en aza indirebilir.
Unutulmamalıdır ki, kendine zarar verme davranışı bir yardım çığlığıdır. Bu çığlığı duymak, anlamak ve doğru şekilde karşılık vermek, o kişinin yaşamında pozitif bir değişimin kapısını aralayabilir.


KAYNAKÇA

Yaşam Dönemleri ve Uyum Sorunları, Çelik- Baştemur, Ocak 2020, Nobel Akademik Yayıncılık.
https://www.psychologytoday.com/us/blog/how-be-yourself/201610/self-injury-4-reasons-people-cut-and-what-do
Ergenlik, L. Steinberg, Mart 2013.
https://www.dbe.com.tr/Yetiskinveaile/tr/psikoloji-konulari/kendine-zarar-verme/
http://www.cappsy.org/archives/vol9/no2/cap_09_02_07.pdf
Öne Çıkan Resim Gerd Altmann tarafından Pixabay‘a yüklendi

Uzman Psikolog Emre Yalçın

İletişim ve Randevu Bilgileri: 

Instagram

İletişim Numarası: 0530 500 1850

Editör: Nihat Uludağ