UD SANATÇISI SARPER EROĞLU “ANJELIKA AKBAR İLE SESLER’’’E KONUK OLDU

"Viyada'da senfoni orkestrası ile ud çalacağımı hayal edemezdim"

Ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, her hafta kültür, sanat ve iş dünyasından önemli isimleri programında ağırlamaya devam ediyor. Cumartesi günleri saat 16.00’da ekrana gelen Anjelika Akbar ile Sesler’in bu haftaki konuğu, ud sanatçısı Sarper Eroğlu oldu.

Anjelika Akbar’ın kendisine ait ‘’Duvar Saati’’ bestesiyle açılışını yaptığı programda, Eroğlu; Muhayyer Taksim ve Muhayyer Saz Semai - Tanburi Cemil Bey eseriyle solo performans yaptı. Müziğe doyumun olmadığı programda ikili ayrıca, Akbar’ın Kızılay için bestelediği ‘’Kızılay 150 Yaşında’’ eserini piyano-ud düeti olarak seslendirdiler.

"Viyada'da senfoni orkestrası ile ud çalacağımı hayal edemezdim"

Çocukluğunda çok etkilendiği Nikolay Rimski-Korsakov’un Şehrazat adlı eserinin, yıllar sonra Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’na davet edildiği bir konserde karşısına çıktığını söyleyen ud sanatçısı bu hikayeyi şöyle anlattı: ‘’İlk davet geldiğinde şaka sandım. İnternetten sürekli kaydı dinlerken Şehrazat denk gelmişti. Dinlediğimde çok etkilendim. Müzik hayatıma girdikten sonra acaba bu eseri çalabilir miyim dedim. O müziği çalacak bir eğitim içinde yetişmedim. Ama bir gün bir arkadaşım aradı ve Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’na ud ve kanun çalan kişiler gerektiğini söyledi. Birkaç udi dinletilmiş şefe ve aralarından seçildim. “Orkestra şefi Sascha Goetzel ile bir araya geldik ve ve böylece orkestra ile birlikte konserlerimiz başladı. 2015-2016 yılında Şehrazat’ın olduğu bölümlerde yurt dışındaki konserlerle beraber turnelere çıktım. Viyana Konzerthaus salonunda ud çalacağımı hayal etmezdim. Belki orada bugüne kadar tek ud çalan kişi ben olabilirim. Belki orada bulunan birçok insan ilk kez ud enstrümanını o konserde görmüştür. Müthiş bir duygu.’’

‘’Herhangi bir müziğe kötü demek kimsenin haddi değil’’

Ud enstrümanına olan bakışın nasıl olduğu sorusunu samimi bir şekilde cevaplayan Sarper Eroğlu herhangi bir müzik türüne kötü denmemesi gerektiğini dile getirdi. Sanatçı ‘’Ud enstrümanına daha çok doğu bölgesine hitap eden bir alet. Çok antipatik bakan kesim de var çok ilgi duyan kesim de oluyor. Antipatik yaklaşanlar bana göre Müzikal bakış açısıyla bakmayan bir kesim. Herhangi bir müziğe antipatik davranmak benim kabul edemediğim bir şey. Her tür müzik olabilir. Elbette kalite olmalı. O müzik size hitap etmeyebilir ama kötü denmez. Kötü demenin bir insanın haddi olduğunu düşünmüyorum. Türk müziğine aitim ve bu müziği icra ediyorum. Hiçbir zaman diğer müzik türlerine gözümü kapatmadım. Her türlü müziği dinlerim. ‘’ diyerek müzik insanı zenginleştiren bir sanat olduğunu söyledi.

Mühendislik hayali olduğunu ve ailesindeki ilk ve tek müzisyen olduğunu dile getiren sanatçı hayatına udun ilk nasıl girdiğini ise ‘’Ortaokul ve lise çağlarında çok müzik dinliyor ve ortamlarda şarkılar söylüyordum. Sonrasında gitar çalışmaya başladım. Türk ve batı müziğine çok ilgi duyuyordum ve dinlerken bu müziğe yakın bir enstrüman çalmalıyım dedim. Böylece ud kayıtları dinlemeye başladım. Mühendislik hayalim vardı ama bu işin içine girdikten sonra hayatımı müzikle devam ettireceğim dedim. Ailemi ikna ettim, beni desteklediler ve konservatuvar eğitimiyle profesyonel olarak başladım. Böyle bir kariyer hayal etmiyordum. Şarkı okumaktan daha çok etkileyen şeyler oldu beni konservatuarın birinci sınıfında ve ud çalmaya karar verdim. ‘’ diyerek anlattı.

‘’Çocukların hayatında müzik mutlaka olmalı’’

Piyano öğretmeni olan eşiyle birlikte üç yıl önce bir müzik atölyesi kuran Sarper Eroğlu eşinin çok iyi bir öğretmen olduğunu dile getirdi. ‘’Piyano, keman, flüt, bateri ve sistemimiz var. Sınavlara hazırlıyoruz ve çok başarılı öğrenciler var. Ben de ud eğitimi veriyorum. Bana ve eşime müthiş bir haz veriyor. Çocukları müzikle büyütüp oradaki müzikle ilgilenmelerine şahit olmamız çok mutluluk veriyor. ‘’ diyen sanatçı tüm çocukların hayatlarının bir noktasına mutlaka müziğin sokulması gerektiğini dile getirdi.

Anjelika Akbar ile Sesler her hafta cumartesi günleri saat 16.00’da TRT-2’de.