GÜL İREPOĞLU ‘’ANJELIKA AKBAR İLE SESLER’’E KONUK OLDU

‘’YAZASIM VARSA ORTAM ARAMAM’’

Sanat tarihçisi, yazar, akademisyen, araştırmacı ve mimar olan Prof. Dr. Gül İrepoğlu, en önemli kimliğinin yazarlık olduğunu belirtti. Birçok projeye imza atan ve bugüne kadar altı roman kaleme alan İrepoğlu, roman yazarken sessiz bir ortamda yazma şartı aramadığını ‘’Yazasım varsa ortam aramam’’ diyerek anlattı. Romanlarının birçok dile çevrildiği başarılı yazar ‘’Osmanlı konusu tüm dünyada ilgi çeken bir konu’’ dedi.

Ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, her hafta kültür, sanat ve iş dünyasından önemli isimleri programında ağırlamaya devam ediyor. Cumartesi günleri saat 16.00’da TRT-2 ekranında yayınlanan Anjelika Akbar ile Sesler’in bu haftaki konuğu, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu oldu.

Anjelika Akbar’ın, Agustin B.Mangore’nin "La Catedral" Bölüm 1 eserine yaptığı özgün uyarlamayla açılışını yaptığı programda ikili, keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

‘’Yazasım varsa ortam aramam’’

Kitap yazarken sessiz bir alanda çalışma şartı aramayan sanat tarihçisi ve yazar Gül İrepoğlu çalışma yöntemini ‘’Yazasım varsa ortam aramam. Çünkü ben kalabalık aile içinde büyüdüm, alışkınım. Bir keresinde kızımı basketbol antrenmanına götürmüştüm. Bir yandan da masa başındaydım ve bilgisayarım yanımdaydı. Aklıma bir şey geldi ve orada yazdım. Çalışma masam salondadır mesela. Çünkü hayatım orada geçiyor, niye başka odaya geçeyim? Yalnızsam da müzik dinlerim.’’ diyerek anlattı.

Mimar eğitimi de alan sanat tarihçisi ve yazar Gül İrepoğlu çocukken sanat tarihi ve sanatla iç içe bir evde büyüdüğünü ve bütün bunların kendisine yön verdiğini belirterek romancılığa geçtiğini söyledi. Annesinin piyano sesiyle gözünü açan İrepoğlu babasının da küçük yaşlarda kendisine şiir öğrettiğini paylaşarak ‘’Ne yapmışsam bu romanları yazmak için yapmışım. En önemli kimliğim yazar kimliğim.’’ dedi.

Sanat tarihçisi olan İrepoğlu romanlarını yazarken temelinde bazı gerçeklere dayanmasına özen gösterdiğini belirtti. Tarihçi yönünün roman yazarken etki edip etmediğine de değinen başarılı isim ‘’Sanat tarihçisi kimliğim roman yazarken bir kenarda duruyor. Ama sanat tarihçisi yönüm romanlarımı renklendirmeme yardımcı oluyor. Kurgumu etkilemiyor, buna izin vermiyorum. Sadece betimlemeleri renklendirmesine izin veriyorum. Okurlarımdan bazı yerler için gelen ‘’tablo gibi’’ yorumlarını görünce çok seviniyorum çünkü hedefim bu. Bazen de fazla inandırıcı olmuşum diyorum. Temelde bazı gerçeklere dayanması lazım romanların. Bazı ayrıntıları giysi ya da yiyecek içecek ayrıntılarını doğru vermek lazım. Ama hikaye olarak elbette yazdıklarım kurgu.’’ dedi.

‘’Osmanlı, tüm dünyada ilgi çeken bir konu’’

Romanlarının birçok dile çevrildiğini ve Brezilya, Suudi Arabistan, Hollanda, Macaristan gibi birçok ülkede kitaplarının ilgi gördüğünü belirten İrepoğlu en çok ilgi gören kitabının ise ‘’Osmanlı Mücevheri’’ olduğunu söyledi.

Ünlü yazar, Osmanlı’nın tüm dünyada ilgi çeken bir konu olduğunu ise ‘’Verdiğim konferanslarda mutlaka bu konuya da değinilmem isteniyor ve soruluyor. En çok sayıda çevrilen Cariye romanım oldu. 14 dile çevrildi. Hatta Arap ülkelerinde olan yayımcım Arabistan’da bütün kadınlar senin kitabını okudu dedi. Cariye romanında güçlü bir kadın karakter var. Anlaşılan bu ilgi çekmiş. Brezilya ve Budapeşte’de de öyle.’’ diyerek anlattı.

Anjelika Akbar ile Sesler her hafta cumartesi günleri saat 16.00’da TRT-2’de.