BİZANS’IN SON İMPARATORU XI. KONSTANTİNOS VE ÖLÜMÜ

Herşey birden bire oldu. “Mehmed Bir Cihan Fatihi” dizisi de sebep oldu. Neye mi? İşte yukarıdaki başlıkta bir yazı yazmama. Neye dikkat ettim? Bizans’ın son imparatoru hakkında anlatılanların, kendisini tanıyanların anlatmasına. Ancak arada bir miktar farklı zamanların insanlarını da koydum, tuz ve biber misali. Başlayalım o halde…

Hakkında pek çok söylenceler üretilen Son Bizans İmparatoru XI. Konstantinos Palaiologos Dragazes, 8 Şubat 1405 yılında, sarayın mor odasında (porphyrogennetos) dünyaya gelir. İmparator Manuil Palaiologos’un yedi oğlunun dördüncü sırada olanıdır. Annesi Eleni, aslında bir Sırp prensesidir. Burada bir not eklemek istiyorum ki, Fatih Sultan Mehmed’in babası Sultan II. Murad’ın da eşi, Sırp Hanedanlığı’ndan Mara Brankoviç’tir. Konstantinos yalnızca 4 yıl (4 yıl 4,5 ay) imparatorluk yapmış (1449-1453) olup, imparatorken evlenmemiştir. Ancak Theodora Tocco (ölümü, 1429) ve Caterina Gattilusio (ölümü, 1442) ile iki evliliği vardır. Konstantinos’un iki kardeşi vardı: Dimitrios ve Thomas. Dimitrios’un Türkler’e yakınlık duyduğu anlatılır. Anlatılmakla kalmaz, uygulamalarında da açıkça görülür. 23 Nisan 1442’de Osmanlı kuvvetlerini de yanına alan Dimitrios Konstantinopolis tahtını ele geçirmek üzere şehre saldırır, zararlar verir ama başarılı olamaz.

Bizans’ın son imparatoru XI. Konstantinos’a ait temsili bir portre çizimi.

Konstantinos hakkında bildiklerimizin en önemli detayları, onun yakın çevresinde olan, gençliğinden beri tanıyan ve bir tarih yazacak olan Moralı Georgios Sfrancis’in yazdıklarına dayanır. At biniciliğinde, avcılıkta ve savaş konusunda çok becerikli olduğu yazılıdır. Görüntüsüne gelince… Dönem sikkelerinde portresi görülen Konstantinos’un bilinen bir portre çizimi yok ne yazık ki.

Konstantinos’un tahta çıkışı sessizdir, tıpkı ölümünde olacağı gibi. Annesi Eleni ve kardeşi Thomas, 1449 yılında Konstantinos’un tahta çıkma iznini alması için, Sultan Murat’a elçi olarak Sfrancis’i gönderirler. Konstantinos’un Romalılar’ın İmparatoru ünvanı, Mistra’daki Despot Sarayı’nda ve sivil bir törenle yapılır. Ayasofya’da geleneksel dini tören yapılmayışı, Onun gerçek bir imparator olmadığının ileri sürülmesine neden olur. Asıl sebepse, Floransa toplantısında alınan kiliselerin birleşme kararının zedelenmemesidir. Tepki çekmemek için Ayasofya’da dini taç giyme töreni yapılmayacaktır. Hatta ortodoksluktan taviz vermeyen Efesoslu Piskopos Markos, Konstantinos’un kutsal suyla meshedilmesi ve kutsal tacı takarak, halkının inancının koruyucusu olduğunu belirtmesi gerekliliğini yazıyordu.

Konstantinos’un kardeşi Dimitrios, Mora Despotu (merkeze bağlı küçük bir bölgenin yöneticisi/sorumlusu) olup, Theodora Asenina ile evlenir. Her ikisi de 1470 yılında ölmüş olup, çocukları olmamıştır. Thomas ise Mora Despotu’dur. Caterina Zacacria ile evlenmiş, bu evlilikten Andreas, Manuil, Eleni ve Zoe adlı dört çocukları olmuştur.

Dimitrios, kiliselerin birleşmesine şiddetle karşıdır. Sonradan “Gennadios” adını alacak olan Georgios Sholarios ise, kilise birliğini istemeyenlerin başında geliyordu. Konstantinosla Mistra Despotu olduğu yıllardan tanışıyordu. Filozofi ile ilgilenen Sholarios, Aristoteles Üzerine Yorumlar adlı bir kitap yazmış ve bunu da Konstantinos’a sunmuştu. Hatta önceleri Floransa Konsili’ne katılmış ve kiliseler birliğini savunmuştu. Ancak sonradan fikir değiştirmiş ve 1445 yılından itibaren karşıtçıların başı olarak ün kazanmıştır. Saray kâtipliği görevinden ayrılarak, keşiş olmuş ve manastıra çekilmiş, işte bu sırada Gennadios adını almıştır.

Konstantinos’un yakın çevresindeki diğer isimlerden biri dönemin Başkomutanı, Andronikos Kantakuzinos idi. Megas duks Lukas Notaras, Ceneviz ve Venediklilerle iletişim halinde, yaşlı bir devlet adamıydı ve servetinin bir kısmını bu ülkelerin bankalarına koymuştu.

Gelelim Konstantinos’un ölümüne… İmparator’un 29 Mayıs 1453 günkü çarpışma sırasında öldürüldüğü kesinse de yeri ve öldürülüş şekli tartışmalıdır. Ayios Romanos Kapısı (Topkapı) civarında öldürüldüğünü iddia edenler vardır mesela. Sfrancis de bunu böyle yazar. Farklı kaynaklar, bunların içinde Türk kaynakları da vardır, imparatorun başının vurulduğunu da iddia ederler. Tursun bey, imparatorun kaçmak isterken, şehri Yeniçeri kıyafeti giyerek yağmalamaya gelen bir Azep tarafından öldürüldüğünü belirtir. Fatih’in tarihçilerinden Kritovulos da Konstantinos’un cesurca savaşırken, Kerkoporta Kapısı’nda (Tekfur Sarayı yakınları) ezilerek öldüğünü nakleder ama başının kesildiğinden bahsetmez. Dukas adlı tarihçiye göre de kesilen başı, Augusteion Meydanı’ndaki bir sütunda akşama kadar teşhir edilir. Sonra başı bozulmasın diye doldurularak, kazanılan zaferin göstergesi olarak Doğu’daki krallıklara gönderilir. 16. yüzyılın bazı kaynaklarıysa cesedin buldurulduktan sonra, hak ettiği şerefle gömülmesi için Fatih’in Hıristiyanlara talimat verdiğini yazar. Evliya Çelebi de imparatorun cesedinin Samatya’daki Sulu Manastır’a gömüldüğünü belirtir. Ama Balıklı Ayazması yakınında gömüldüğü de söylenmektedir. İmparatorun canlı ele geçirilmesini isteyen Fatih’in bu sözüne rağmen imparatoru öldürdüğü öne sürülen bir Azep askerini infaz ettirdiği ve bu askerin Vefa’da gömüldüğü de iddia edilir ki, burasına geç dönemlerde halk arasında “Konstantin’in mezarı” denmiştir. Ancak imparatorun Havariyun Kilisesi’ne defnedildiği, bu mahalde Fatih Camii inşa edilirken mezarın bugünkü Gül Camisi’ne nakledildiği de anlatılır.

Konstantinos, 29 Mayıs 1453’te öldürülmüş. Burası kesin. Lâkin nasıl öldürüldüğü ve nereye gömüldüğü tartışmalı. Bence Bizans’ın son imparatorunun, bulunduğu konumun hakkını verecek şekilde bir manastıra gömüldüğü muhtemeldir. Sulu Manastır da Havariler Kilisesi de bunun için uygundur.

Son olarak Konstantinos’un kardeşlerinin öykülerinden bahsederek, uzayan yazıyı noktalayalım. Thomas’ın iki oğlundan biri olan Manuil, 1476’da İstanbul’a gelir, Fatih kendisine toprak verir ve maaşa bağlar. Onun erken ölen oğlu Ioannis’ten başka Andreas adlı bir oğlu daha vardır ki, o da Müslüman olur. Hatta Fatih Sultan Mehmed’in vezirlerinden Has Murat Paşa da bir Palaiologos ailesi üyesi olup, Müslüman olan Bizans hanedan üyelerindendir.

Fethin önemli bir figürü olan Gennadios ise Ocak 1454 yılında tören yapılarak, Patriklik makamına oturtulur. İlk Patrikhane de Havariyun Manastırı olur.

49 yıllık hayat serüveni noktalanan Konstantinos için; Bizans bir Konstantinos ile başlar, bir Konstantinos ile biter, dersek yanlış söylememiş oluruz.

Fetihle ilgili yazılarım devam edecek. Son olarak Fatih dizisinin yapımcılarına bir not: Fatih’in İstanbul sahnelerinde Hipodrom çok nefis bir görüntü veriyor. Ancak hipodromun Latin İstilası’ndan itibaren harabeleşmeye terk edildiğini, araba yarışlarının yapılmadığını ve fetih esnasında da harabe halde olduğunu eski kaynaklardan öğreniyoruz.