İstanbul Teknik Üniversitesi, dünyanın seçkin üniversitelerinin kampüslerinin yeşil ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği Greenmetric (Yeşil Ölçüm) sıralamasında 619 üniversite içerisinde 77. sırada yer alarak ilk 100’e giren tek Türk üniversitesi oldu. İTÜ “Dünyanın En Yeşil 100 Üniversitesi” Arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, dünyanın seçkin üniversitelerinin kampüslerinin yeşil ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği Greenmetric (Yeşil Ölçüm) sıralamasında 619 üniversite içerisinde 77. sırada yer alarak ilk 100’e giren ilk ve tek Türk üniversitesi oldu. Yeşil Kampüs çalışmalarıyla ülkemizde birçok yeniliği ve ilkleri hayata geçiren İstanbul Teknik Üniversitesi’nin başarıları uluslararası alanda da tescillendi. Sürdürülebilirlik ve çevre bilinci konusunda küresel farkındalık yaratan bir platform olan Green Metric, dünyanın saygın 619 üniversitesi içerisinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 77. sırada olduğunu açıkladı. İTÜ, ilk 100’e giren tek Türk üniversite olarak ülkemizin gururu oldu. Green Metric, dünyanın seçkin üniversitelerini altyapı, enerji, iklim değişikliği, geri dönüşüm, su kaynakları, ulaşım ve eğitim gibi alanlarda değerlendiriliyor. Prof. Dr. Karaca: “Şehrin doğaya açılan kapısıyız” İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, yeşil kampüs projelerini 2013 yılından beri sürdürdüklerini dile getirerek şunları söyledi: “Ayazağa Yerleşkesi, trafiği ve gökdelenleriyle anılan Maslak'ın ortasında yıllardır Yeşil Kampüs projeleriyle şehrin doğaya açılan bir kapısı oluyor. Yerleşkemizi son 5yıldır Yeşil Kampüs Projesi kapsamında çok farklı bir görünüme kavuşturduk. Doğanın güzelliklerini aktif yaşam ile buluşturacak bir ortam oluşturduk. Bisiklet ve yürüyüş yolları, yaya dostu kaldırımlar, peyzaj çalışmaları, kampüs içi aydınlatma çalışmaları ve farklı spor alanları bu çalışmalar arasında sayılabilir. İTÜ, bir yandan sürdürülebilir gelecek için gerekli olan bilim ve teknolojiyi üretirken öte yandan yaşam kalitesini yükselten doğa dostu yerleşkeleriyle topluma örnek oluyor. Kampüslerimiz vakit geçirilmekten keyif alınan ve huzur veren bir atmosfere sahip. Üniversitemizin 250. yılınadoğru kurum kimliğimizee yakışır bir kampüs oluşturma çabamız hız kesmeden devam edecek.” Prof.Dr. Kındap: “Yeni hedefimiz akıllı kampüs” İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr Tayfun Kındap, Yeşil Kampüs’ün sadece “yeşil” değil, engellileri, yeniden dönüşümü ve kampüsün günümüz şartlarında hem alt hem de üst yapısıyla sürdürülebilir bir hâle getirilmesi anlamlarına da geldiğini belirtti. Şimdiye kadar yapılan alt yapı çalışmaları ve geçirimli beton gibi uygulamalarla yeşil alan sulamasının tamamen Gölet kaynaklı hale geldiğini, kampüs içi bisiklet ve yürüyüş yollarının artırıldığını ve bisiklet kullanımını teşvik adımlarının atıldığını, otomobil kullanımının azaltılmasına yönelik uygulamaların olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Kındap; daha yaşanabilir, estetik, anlamlı ve sürdürülebilir bir yerleşke için çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü söyledi. Prof. Dr. Tayfun Kındap, İTÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı başta olma üzere tüm birimlerin bu başarıda payı olduğunu, öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayriye Eşbah Tunçay ve Prof.Dr. Yasin Çağatay Seçkin’in tüm süreçte özverili çalışmalarının olduğunu belirtti. Prof.Dr. Kındap, Yeşil Kampüs projesiyle birlikte sıradaki hedefin “akıllı kampüs”e ulaşmak olduğunu sözlerine ekledi. Kampüs zengin biyolojik çeşitliliğe sahip İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Hayriye Eşbah Tunçay, Yeşil kampüs çalışmaları başlarken ana hedefin hem yapısal yönden hem de bitki örtüsü açısından dengeli, başta Sarıyer ve çevresi olmak üzere bütün kent ekolojisine hizmet veren bir bilim yuvasına ulaşmak olduğunu söyledi. İTÜ’lülere yaşanabilir bir yerleşke sunduklarını aktaran olduğunu söyleyen Tunçay, Yeşil Kampüs projesiyle birlikte bugün gelinen noktada Ayazağa Yerleşkesinin, tüm İstanbulluların ziyaret ettiği, az sulama gerektiren bitki kullanımı, ağaçların stres azaltımı, karbon emici bitkilerin kullanımına da dikkat edilen zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip alan hâline geldiğini söyledi. Proje kapsamında milyonlarca bitkinin yetiştirildiği ve pek çok farklı türün Ayazağa Yerleşkemizde hayat bulduğunu belirten Tunçay, bunun sosyal yansımalarını da gördüklerini ifade etti.