COVID-19 Salgınıyla İlgili Çin hakkında 9 İddia ve Gerçeği İddia 1: COVID-19 virüsü Çin laboratuvarlarında üretildi. Gerçek: Mevcut tüm kanıtlar yeni koronavirüsün doğadan geldiğini göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü, mevcut tüm kanıtların yeni tip oronavirüsün yapay sentezden kaynaklı olmadığına ve doğadan geldiğine dair dikkat çekmiştir. Şu ana kadar, bilim dünyasında yeni tip koronavirüsün asıl kökeni ile ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır, sadece yarasa ve pangolinlerden kaynaklı olabileceğine dair varsayımlar bulunmaktadır. https://www.who.int/news-room/q-a-detail/q-a-coronaviruses Berlin'deki Charité Hastanesi Viroloji Enstitüsü Müdürü Profesör Christian Drosten ve uluslararası alanda tanınmış 26 bilim insanı, yeni tip koronavirüsün doğal kökenli olmadığına dair komplo teorilerini kınayan açıklamayı Şubat ayında "Lancet" tıp dergisinde yayınladı. https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6 736(20)30418-9/fulltext Mart ayı ortalarında, İsveçli mikrobiyoloji profesörü Kristian Andersen ve beraberindeki birkaç araştırmacı, “Natural Medicine” dergisinde yeni tip koronovisürün kaynağı hakkında bir makale yayınladı. Araştırmacılar, makalede bu virüsün laboratuvar kökenli olması teorisinin güvenilir olmadığını ve virüsün yapay bir ürün olmadığını belirttiler. https://www.nature.com/articles/s41591-020-0820-9 Hamburg Üniversitesi'ndeki Biorisk Disiplinlerarası Araştırma Grubu Başkanı Profesör Gunnar Jeremias, "Dünyanın en iyi laboratuvarlarının bile bu virüsü yapamayacağına" dikkat çekti. https://www.faces-of-peace.org/gunnar-jeremias/ İddia 2: Yeni tip koronavirüs, Çin’in Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü’ndeki bir laboratuvar kazasından kaynaklandı. Gerçek: Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü'nün yeni tip koronavirüsün kaynağı olma ile ilgisi yoktur. Çin Bilimler Akademisi Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü, ulusal biyogüvenlik laboratuvarı P4 koruma seviyesine sahiptir. (Berlin'deki Robert Koch Enstitüsü'nün S4 yüksek güvenlikli laboratuvar koruma seviyesine denk gelen seviye, Avrupa'da BSL-4 olarak adlandırılıyor.) Söz konusu güvenlik seviyesine sahip laboratuvar, dünyadaki en ölümcül patojenleri yönetebilir. Wuhan merkeze yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki laboratuvardan, virüsün sızması imkansızdır. Çin Bilimler Akademisi Wuhan Grubu Başkanı ve Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü'nden araştırmacı Yuan Zhiming CGTN televizyonuna yaptığı demeçte, 30 Aralık 2019’dan önce enstitüde yeni korona virüsün bulunmadığını ve şimdiye kadar enstitüde hiç kimsenin virüse bulaşmadığını açıklayarak, laboratuvar kazası gibi bir durumun mümkün olmadığını savundu. https://news.cgtn.com/news/2020-04-21/CGTN-Exclusive-W here-was-the-coronavirus-from--PSnZAjM98Y/index.html Merkezi New York’ta bulunan STK EcoHealth Alliance Başkanı Dr. Peter Daszak, dünya çapında bulaşıcı hastalıkları incelemeleri ile bilinir ve 15 yıldır Wuhan Viroloji Araştırmaları Enstitüsü ile çalışmaktadır. 16 Nisan 2020'de Amerikan haber sitesi "DemocracyNow" ile yaptığı röportajda Dashyak, yeni koronavirüsün laboratuvardan kaza sonucu çıktığı iddialarının tamamıyla saçmalık olduğunu söyledi. Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü'nün laboratuvarında yeni koronavirüs ile ilgili virüs yetiştiriciliği olmadığını ve bu nedenle laboratuvar sızıntısı kesinlikle imkansız olduğunu savundu. https://www.democracynow.org/2020/4/16/peter_daszak_cor onavirus Amerikalı iki gazeteci Max Blumenthal ve Ajit Singh, "Grey Zone" web sitesinde 20 Nisan 2020'de Wuhan Viroloji Araştırma Enstitüsü'nden yeni tip virüsün sızmasıyla ilgili komplo teorisinin, Trump yönetimi tarafından hedeflenen sahte bir bilgi olduğunu yazdı. https://thegrayzone.com/2020/04/20/trump-media-chinese-la b-coronavirus-conspiracy/amp/?__twitter_impression=true İddia 3: Yeni tip koronavirüs bir çeşit Çin virüsüdür, çünkü Wuhan’dan kaynaklanmıştır. Gerçek: Yeni tip koronavirüsün resmi adı SARS-CoV-2. Wuhan, yeni tip korona pnömonisi vakalarını bildiren ilk yerdir, ancak yeni tip koronavirüsün kaynağı değildir. 2019 Aralık 2019'da Wuhan ilk kez açıklanamayan pnömoni adı verilen yeni bir koronavirüs enfeksiyonu vakası bildirdi. Ancak virüsün kesin kaynağının net bilimsel sonuçları yoktur. Tarihsel olarak, virüsün ilk keşfedildiği yer genellikle kaynak değildir. HIV enfeksiyonu vakaları başlangıçta ABD tarafından bildirildi, ancak kökeni büyük olasılıkla Batı Afrika'da yer alıyor. https://tr.wikipedia.org/wiki/AIDS Aynı şekilde, Marburg virüsü ilk olarak Marburg Almanya'da görüldü ve büyük olasılıkla Uganda kökenli olduğu biliniyor. https://en.wikipedia.org/wiki/Marburg_virus DSÖ, 2015 yılında damgalamadan ve karalamadan kaçınmak üzere, bulaşıcı hastalıkların ve patojenlerin adlandırılması konusunda yer, ülke, kişi, hayvan isimleri ile paniğe neden olabilecek kavramların kullanılmaması konusunda bildiri yayınladı. https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/163636/WH O_HSE_FOS_15.1_eng.pdf Yeni tip koronavirüs 11 Şubat 2020'de resmi olarak SARS-CoV-2 olarak adlandırıldı. Ünlü bilim dergisi “Nature”, virüsleri ve hastalıkları belirli yerlerle ilişkilendiren sorumsuz davranışlardan kaçınmak için, koronavirüsün damgalanmasına derhal son verilmesi çağrısında bulunan makalesini 7 Nisan 2020'de yayınladı. https://www.nature.com/articles/d41586-020-01009-0 İddia 4: 2019 Kasım ayı ortalarında patlak veren virüsü ve ilgili bilgileri Çin 45 gün boyunca üstü örtüldü. Gerçek: Çin’in ilgili resmi birimi, 27 Aralık 2019’da açıklanamayan bir tür pnömoni vakası raporu aldı ve salgının ilk bildirisi 31 Aralık 2019’da yayınlandı. 27 Aralık 2019'da Hubei Entegre Çin ve Batı Tıbbı Hastanesi Solunum Tıbbı Departmanı müdürü Zhang Jixian, açıklanamayan üç pnömoni vakası bildirdi. Bu, Çin’in resmi makamlarına bildirilen ilk vakalarıydı. http://www.xinhuanet.com/english/2020-04/16/c_138982435 .htm Wuhan Belediyesi Sağlık Komisyonu 31 Aralık 2019'da "Wuhan’da Mevcut Pnömoni Salgını Durumu Genelgesi"ni yayınladı. Aynı gün, 7’si durumu ağır olmak üzere 27 nedeni bilinmeyen zatürre vakasının olduğunu bildirdi. http://wjw.wuhan.gov.cn/front/web/showDetail/2019123108 989 Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ve DSÖ bilim insanı Soumya Swaminathan, kış aylarındaki grip ve soğuk algınlığı sezonunda, Çinli doktorlar ve sağlık departmanları tarafından yeni koronavirüsün hızlı keşfini takdir ettikleri “Lancet” te yazdı. https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6 736(20)30420-7/fulltext İddia 5: Çin, tüm dünyada salgın patlak verene kadar, uzun süre boyunca salgını gizledi. Gerçek: Çin, ilk zamanda hem ulusal hem de uluslararası çapta salgın durumunu duyurdu. En kısa sürede en katı önlem ve tedbirleri alarak dünyaya salgınla savaşabilmesi için en az altı haftalık zaman kazandırdı. Çin, DSÖ'ye salgın durumu çok erken bildirme yükümlülüğünü yerine getirdi. 31 Aralık 2019 Çin, Dünya Sağlık Örgütü'nün Çin Temsilciliğine, Wuhan'daki açıklanamayan bir pnömoni salgını hakkında bilgi verdi. 3 Ocak 2020'den itibaren Çin; DSÖ, ABD dahil ilgili ülkeleri ve Çin'in Hong Kong, Makao ve Tayvan bölgelerini salgın durum hakkında zamanında ve düzenli olarak bilgilendirmeye başladı. 8 Ocak 2020 Ulusal Sağlık Komisyonu uzman değerlendirme ekibi başlangıçta yeni koronavirüsün salgının nedeni olduğunu doğruladı. 12 Ocak 2020 Çin, yeni koronavirüsün genom dizi bilgisini WHO'ya sundu ve küresel paylaşım için Küresel İnfluenza Paylaşım Veritabanında (GISAID) yeni koronavirüsün tam gen dizisini yayınladı. 16 Ocak 2020 polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) teşhis reaktiflerinin optimizasyonu tamamlandı. 20 Ocak 2020 Ulusal Sağlık ve Sağlık Komisyonu'nun üst düzey uzman grubu, epidemiyolojik çalışmaların yeni koronavirüsün kişiden kişiye geçebileceğini doğruladığını bildirdi. DSÖ, yukarıdaki zaman çizelgesini resmi web sitesinde 8 Nisan'da doğruladı: https://www.who.int/news-room/detail/08-04-2020-who-time line---COVID-19 Virüsün kişiden kişiye geçebileceğini ve gripten daha yüksek bir ölüm oranına neden olabileceğini doğrulandıktan sonra, Çin hükümeti derhal halka bir uyarı yaptı ve kapsamlı en katı önlem ve kontrol tedbirlerini uygulamaya başladı. 23 Ocak günü Wuhan karantina altına alındı. 25 Ocak'ta 60 milyon nüfusa sahip Hubei Eyaleti karantina altına alındı. Wuhan 23 Ocak 2020'de tüm dünyaya kapatıldığında, Çin'de 571 teşhis edilen vaka vardı, dünyanın diğer bölgelerinde sadece 10 doğrulanmış vaka vardı ve Avrupa'da vaka yoktu. Çin, 27 Ocak'ta tüm denizaşırı seyahatleri askıya aldığında, Çin'de toplam 2741 vaka tespit edilmişti. Avrupa’da 3, dünyanın diğer bölgelerinde 37 vaka tespit edilmişti. Wuhan'ın kapatılmasından bir ay sonra dünya çapında 78.811 vaka tespit edildi ve bunların sadece% 2.2'si Çin dışındaydı. O zamana kadar, Doğu Asya dışında, diğer ülkelerde etkili bir önleyici tedbir alınmamıştı. Mart ayının başına kadar, yeni tip pnömoni salgınının tehlikesini ve ciddiyetini küçümseyen ve gizleyen ta ABD'deki Trump yönetimi idi. Çin'de teyit edilen vakaların sayısı Ocak ve Şubat aylarında ciddi bir şekilde arttı ve 60 milyon nüfuslu bir eyalet olan Hubei’ne eşi benzeri görülmemiş bir kilit vuruldu. Bütün bunlar ABD yönetimine daha net olamayan bir uyarı yaptı. New York Times gazetesi ayrıca bu konuda 11 Nisan'da derin bir araştırma makalesi yayınladı. İddia 6: Salgını gizlemek için Çin, dünyayı uyaran doktoru tutukladı. Gerçek: Hiçbir Çinli doktor salgını uyardığı için tutuklanmadı. Salgını bildiren doktor ulusal ödül aldı. 30 Aralık 2019 öğleden sonra göz doktoru Li Wenliang, bir hastanın akciğer tomografisini gördükten sonra, doktor arkadaşları olan Wechat grubuna, “7 tane SARS vakası tespit edildi, lütfen dikkat edin ve bu bilgiyi dışarıya sızdırmayın” yazdı. Ekran görüntüleri hızla yayıldı. 3 Ocak 2020'de Wuhan polisi, doktoru karakola çağırdı ve SARS hakkındaki yorumların sosyal paniğe neden olabileceğini uyardı. Sonrasında Doktor Li, mesaisine geri döndü. 31 Ocak’ta bir hastasından enfekte olduğu test sonucu öğrenildi ve 7 Şubat’ta tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Aynı gün Ulusal Sağlık Komisyonu doktorun ölümünden dolayı başsağlığı yayınladı. Doktor Li, Batı’nın tanımladığı gibi “Bilgi uçuran” birisi değildir. Kendisi ne hastalık kontrol ajanslarını ve sağlık idaresini bilgilendirdi, ne de halkı, hükümetin görevi kötüye kullanması veya olayları gizlemesi konusunda uyarmadı. Aslında, 27 Aralık 2019’da Wuhan sağlık makamlarına vakaları bildiren doktor Zhang Jixian idi. Li’den 3 gün önce vakaları bildirildi ve hükümet araştırmaya geçti, 31 Aralık 2019’da ilk salgın bildirisi yayınlandı. Doktor Zhang bu nedenle hükümetten ödüllendirildi. 7 Şubat 2020'de Devlet Denetim Komisyonu, Wuhan'a Dr. Li Wenliang hakkında bir soruşturma yürütmesi için bir soruşturma ekibi gönderdi. 19 Mart'ta soruşturma ekibi soruşturma sonucunu açıkladı ve bir basın toplantısı düzenledi. http://www.ccdi.gov.cn/toutiao/202003/t20200319_213880.html Aynı gün, Wuhan Kamu Güvenliği Bürosu, işlemin sonuçlarını bildirdi ve uyarıyı geri çekmeye karar verdi. Li Wenliang iyi bir doktor ve Çin Komünist Partisi üyesiydi. 2 Nisan'da Çin hükümeti onu bir şehit olarak kabul etti. Ancak, maalesef, Dr. Li’nin ölümü ABD'de başka sebeplerle kullanıldı. "Bağımsız Medya Araştırma Enstitüsü", ABD'nin Li Wenliang manipülasyonunun arkasındaki püf noktaları ayrıntılı olarak araştırdı: https://independentmediainstitute.org/growing-xenophobia-agai nst-china-in-the-midst-of-coronashock/?from=singlemessage&is appinstalled=0 İddia 7: Çin, yeni pnömoninin teşhis ve ölüm sayısını gizledi ve farklı lanse etti. Gerçek: Çin yeni tip koronavirüs pnömonisi ve ölüm sayısı tanısında her zaman şeffaf olmuştur ve raporlama yükümlülüklerini ödün vermeden yerine getirmiştir. 20 Nisan 2020 itibariyle, Wuhan’da tespit edilmiş vaka 50333 kişi, can kaybı 3869 kişidir. Ölüm oranı %7,69. Çin’deki düşük rakamlı ölüm vakaları konusunda, Çin hükümeti tarafından zamanında alınan kapsamlı ve katı kontrol ve önlemler olduğuna atfediliyor. “Science” dergisi’nin araştırma raporuna göre, alınan önlemler Çin'deki enfekte insan sayısını 700 binden fazla azalttı. https://science.sciencemag.org/content/early/2020/03/30/science. abb6105?rss=1 17 Nisan'da Wuhan Belediyesi, COVID-19 ölümlerinin sayısını 2579'dan 3869'a revize etti. Bu yaklaşım Çin'in "Bulaşıcı Hastalıkları Önleme ve Kontrol Yasası" nın gerekliliklerine yöneliktir. Salgın durumu genel olarak kontrol edildikten sonra, Wuhan'daki ilgili departmanlar, uluslararası kabul görmüş uygulamalara tam olarak uyan teşhis ve ölüm sayısını geriye dönük olarak incelemek ve doğrulamak için bir çalışma grubu oluşturdu ve ilgili verileri revize etti. DSÖ, Çin'in "herhangi bir ölüm vakasını kaçırmadığına" inandığını dünyaya kamuoyunu duyurdu. https://www.cnbc.com/2020/04/17/who-says-china-revised-coro navirus-infection-data-to-leave-no-case-undocumented.html İddia 8: Çin, Çin'i eleştirmemesini sağlamak için Dünya Sağlık Örgütü'nü manipüle ediyor. Gerçek: DSÖ, 194 Birleşmiş Milletler Üye Devletinden oluşan bağımsız bir uluslararası kuruluştur ve manipüle edilemez. 21 kişilik DSÖ merkez liderlik takımında sadece bir Çinli üye var ve 11 kişi ABD, Avrupa Birliği ve Kanada vatandaşıdır. Çinli Ren Minghui, Ocak 2016'dan bu yana AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalıkların önlenmesi ve kontrolü için DSÖ Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. https://www.who.int/dg/who-headquarters-leadership-team DSÖ üyelik aidatlarını ödemeyi askıya alacağını duyurmadan önce ABD, DSÖ için en büyük fon kaynağıydı. Gönüllü katkılar da dahil olmak üzere Çin, DSÖ'nün fon kaynağında altıncı sırada yer alıyor. https://www.who.int/about/planning-finance-and-accountability/ financing-campaign Sadece Çin değil, neredeyse tüm üye devletler DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un çalışmalarını açıkça desteklemektedir. https://www.who.int/dg/speeches/detail/who-director-general-s- opening-remarks-at-the-media-briefing-on-COVID-19---20-apri l-2020 DSÖ Genel Direktörü Tedros’un "Çin'e bağımlılığı" ve "sadece Çin'in desteğiyle seçilen" sözleri asılsızdır. İddia 9: Çin, salgından dolayı sorumludur ve tüm dünyaya tazminat ödemek zorundadır. Gerçek: Virüsler insanlığın ortak düşmanıdır ve Çin de bir kurbandır. Çin'den "tazminat" talep etmenin yasal bir dayanağı yoktur. Uluslararası hukuka göre, bir ülkenin özel olarak zararı üstlenmesi için “ülkenin sorumluluğu” şeklinde iddia etmek, "uluslararası haksız fiil" işlediğini, yani devletin davranışının uluslararası yükümlülüklerine aykırı olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Bu salgınla savaş sürecinde Çin, zamanında etkili önlemler aldı ve Dünya Sağlık Örgütü, 30.01.2020 tarihi itibariyle, salgınla ilgili "Uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan edildiğini duyurdu. Bu da, Çin'in DSÖ'ye ilk kez salgın bir bildirim göndermesinden bir ay sonrasıdır, Çin'in bildirim yükümlülüklerini yerine getirmekte gecikmediğini tam olarak göstermektedir. Mevcut uluslararası yasalar ve uluslararası sağlık tüzüğü, bir devletin salgının sorumluluğunu alması için bir temel oluşturmamaktadır. Bazı uluslararası hukukçular, Çin'in Yeni koronavirüs pnömoni salgını için sorumlu tutulması ve tazminat ödemesi durumunda, H1N1, AIDS ve deli dana hastalığı gibi salgın hastalıklardan kimin sorumlu olması ve tazminat ödemesi gerektiğine inanıyor? https://www.justsecurity.org/69394/COVID-19-and-internationa l-law-must-china-compensate-countries-for-the-damage-internat ional-health-regulations/