BAŞAKŞEHİR TARİHÇESİ

İstanbul’un yeni ilçelerinden biri olan Başakşehir; Altınşehir, Şahintepe, Kayabaşı, Güvercintepe, Başakşehir, Başak, Ziya Gökalp, Bahçeşehir 1. Kısım, Bahçeşehir 2. Kısım Mahalleleri ve Şamlar Köyü’nden oluşmaktadır. İlçe sınırları içerisinde; Yarımburgaz Mağarası, Şamlar Bendi ve Baruthanesi ile Resneli Çiftliği gibi önemli tarihi yapılar da bulmaktadır.

Başakşehir’de, Şahintepe, Kayabaşı, Şamlar, Güvercintepe ve Altınşehir’i kapsayan bölgenin bilinen en eski adı Azatlık’dır. Bu isim, Şamlar Baruthanesi’nde çalışan Ermenilerin Osmanlı yönetimi tarafından birinci sınıf vatandaş kabul edilip, azat edilmeleriyle bölgenin Azatlık olarak anılması sonucu ortaya çıkmıştır. Meşrutiyetin ilanından sonra Hazine-i Hassa’dan Arnavut kökenli Resneli Niyazi Bey, bölgedeki Ermenileri göndererek arazinin sahibi olmuştur. Böylece baruthane binaları ve etrafındaki araziler, Resneli ailesine geçmiştir. Bu dönemde bölge, Resneli Çiftliği olarak anılır. 1950'li yıllara kadar Resneliler Çiftliği adıyla ailenin mülkiyetinde kalan bölge, son sahibinin 1952 yılında ölmesi üzerine, mirasçıları arasında paylaşılarak ayrı ayrı parsellenmiş ve satılmıştır. Zamanla bölgede yerleşimler başlamış ve modern siteler yapılmıştır. Resneli Çiftliği, aynı zamanda günümüze kadar ulaşan tarihi eserlerin de başında yer almaktadır.

Başakşehir, İstanbul’da bilinen ilk yerleşim yeri olan Yarımburgaz, halk arasında bilinen popüler adıyla Altınşehir Mağarası’na da ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul’dan 22 km. uzaklıkta, Halkalı yakınlarındaki Altınşehir mevkiinde, kayalık bir tepenin bayırındaki Kayabaşı yolu üzerinde yer alan mağarada, alt paleotik çağa ait kalıntılar ve Bizans dönemine ait bir kilise kalıntısı bulunmaktadır. Tarihi kalıntıların zamanla tahribata uğradığı mağaranın güneyindeki taş ocakları yarığı, birçok yerli sinema filmine de mekân olmuştur.

Bahçeşehir bölgesinde yer alan Hoşdere’nin geçmişi ise Osmanlı dönemine dayanmaktadır. Geçmiş dönemlerde bir Bulgar’ın çiftliği olan Hoşdere (Bojdar), Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Bulgaristan’dan kaçan üç Türk aileye ev sahipliği yapmıştır. Bir müddet sonra bu üç aile, günümüzdeki Boğazköy bölgesinden toprak satın almaya başlar. 1923-1927 yılları arasında mübadele gerçekleşmiş ve Bulgaristan ile Yunanistan’dan yaklaşık 30 aile, Romanya’dan ise bir-iki aile muhacir olarak gelmiştir. Köyün yüzde 90-95’i muhacirlere dağıtılmıştır. Bojdar, bu dönemden 2. Dünya Savaşı’nın hüküm sürdüğü yıllara kadar Boşdere, daha sonra da Hoşdere olarak anılır.

Ispartakule Mevkii diye bilinen bölge ise; İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan tren yolunun Halkalı’dan sonraki istasyonu olan “Ispartakule İstasyonu”, “Ispartakule Viyadüğü” ve “Ispartakule Çiftliği” olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda; bölgenin ismine, “Belgrad-İstanbul Yolu” olarak bilinen yolun üzerinde de rastlanmaktadır. Bölgede çeşitli zamanlarda yapılan araştırmalar, Bahçeşehir çevresinde prehistorik dönemlerden başlayıp günümüze kadar gelen önemli buluntular olduğunu ortaya çıkarmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü tarafından yapılan bir kazıda da, şu anki Yamaç Villaları’nın olduğu bölgede; Roma dönemine ait kayaya oyulmuş, Kaya Mezarları’nın varlığı tespit edilmiştir. Ancak eldeki bulgular ışığında bölgenin, mezara çevrilmeden önce prehistorik dönemlerde kullanıldığı da tahmin edilmektedir.