HÜKÜMET KONAĞI

 1900’lerin başında yapıldığı sanılmaktadır. Mermer döşeli bir köprü ile girilir. Orta sofalı planlıdır. Girişe göre sol taraftaki kagir kule üzerinde seyir balkonu bulunmaktadır. Hacapulos’un ülkeyi terk etmesi üzerine Hazineye intikal etmiş daha sonra da Murat Pinyatoğlu tarafında satın alınmıştır.  I.Dünya Savaşından sonra tekrar Hazineye intikal eden bu köşk, İstanbul’un işgali sırasında “Büyük Emperyal Oteli” olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Hükümet Konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır(1929). Devamlı onarım görmüş olup, içindeki değerli masa ve avizelerinin İstanbul’a taşındığı belirtilmektedir.

SİVASTOPOL KÖŞKÜ TROÇKİ’NİN EVİ

 Leon Troçki Rusya’dan sürülmesinin ardından, otobiyografisini ve Rus Devrim Tarihi adlı kitabını yazdığı Büyükada’da, 1929-1933 yılları arasında yaşamıştır. Troçki Büyükada’yı 17 Haziran 1933 tarihinde terketti ve bir daha da buraya geri dönmedi. Adadaki tecriti dışında, Troçki buradaki sürgün günlerinden keyif alıyormuş gibi görünüyordu. Bunun kanıtı olarak, adadan ayrıldığı gün not defterine yazdığı şu cümleler gösterilebilir: "Dört buçuk sene oldu. Ayaklarımın Büyükada’ya iyice kök saldığına dair garip bir his var içimde."

RUHBAN OKULU    

      Manastır Hıristiyanlığın Kutsal Üçlüsü’ne (Aya Triada) ithaf edilmiştir.1063 yılında Bizans İmparatoriçesi Katerina Komnini tarafından bu manastıra hediye edilmiş olan el yazısı bir İncil üzerinde Heybeliada (Yunanca adı Halki) Aya Triada Manastırı ifadesi kullanılmıştır. Burası Bizans sarayı için bazen bir dinlenme yeri, bazen sürgün yeri olarak da kullanılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra da faaliyetlerini sürdüren manastırda 1844 yılında, Patrik IV. Germanos’un destekleriyle Ruhban Okulu açılmış. Manastır ve okul, 1894 yılındaki büyük depremde yıkılmış; II. Abdülhamit’in izniyle yeniden yapılmış ve 6 Ekim 1896’dan itibaren yeni binasında faaliyetlerini sürdürmeye başlamıştır.

BÜYÜKADA RUM YETİMHANESİ  

     Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük çok katlı monoblok ahşap binası 1898-1899 yılları arasında otel olarak inşa edildi. Mimarlığını Alexandre Vallaury’nin üstlendiği bu binayı, 1902’de Eleni Zarifi, 10 bin sarı lira karşılığında satın aldı. Dünyanın ilk katlı ahşap yapısı olan bina Sultan Abdülhamid’in izniyle Rum yetimhanesine dönüştürüldü.  Rum Yetimhanesi o tarihe kadar Yedikule’deki Balıklı Rum Hastanesi’nde işlevini sürdürmektedir. Yetimhane 1902 yılında bu binaya, Büyükada’ya taşınır. Yapının kullanım amacı zaman içinde değişir. Binaya I. Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askeri Mektebi yerleşir. Daha sonra ise işgal kuvvetleri tarafından adaya yollanan Rum göçmenlerini barındırır. Yetimhane daha sonra Heybeliada’ya nakledilir ve bu bina da1960′lı yıllarda kapatılır. O tarihte boşaltılan bina günümüzde hâlâ boş durmakta, dolayısıyla çok bakımsız ve git gide çürümektedir.

BÜYÜKADA HAMİDİYE CAMİİ

    Büyükada Hamidiye Camii’nin yapımına 1883 yılında başlandı ve 1895’de bitirildi. II.Abdülhamid’in emriyle yapılan cami dönemin anlayışına uygun, eklektik bir yapıdır. Kesme küfeki taştan iki katlı olarak inşa edilmiştir. Alt katta iki sütun vardır ve düz tavanlıdır. İlk yıllarda bu kat Türk çocukları için okul olarak kullanılmıştır. Esas cami olan kata dıştan iki kollu bir merdiven ile çıkılır. Son cemaat yerinde sol tarafta bulunan bir merdivenle de üst kata çıkılır. Cami mekânı kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Minaresi de kesme küfeki taştan olup tek şerefelidir.
Cami daha ilk yapıldığında büyük İstanbul depremine mâruz kalmış, hasar görmüş ancak hemen onarılmıştır. 1960 yılında ufak tefek onarımlar geçirmiş, 1999- 2001 yılları arasında da restorasyon uygulanmıştır. 2005- 2010 yıllarında Hamidiye Camii Derneği tarafından gerçekleştirilen projeyle avlusu yanındaki evin bahçesiyle birleştirilerek büyütülmüş, avluda bulunan biçimsiz binalar yıktırılmış yerine bir hizmet binası yaptırılmış, tuvaletler günün ihtiyaçlarına uygun olarak tekrar düzenlenmiş ve yer altına alınmış, şadırvanın yeri değiştirilmiş ve peyzaj çalışması yaptırılarak bu günkü halini almıştır.

ANADOLU KLÜBÜ    

Anadolu Kulübü, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Atatürk’ün yönergesiyle, toplumsal gelişmeye katkıda bulunması için, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde 31.10.1926 yılında; o günün Bakanlar Kurulu tarafından kurulmuştur. Yönetim Kurulunu da yine o günün Bakanlar Kurulu oluşturmuştur. Yönetim Kurulu Başkanı Atatürk’ ün silah arkadaşı ve devlet adamı Başbakan İsmet İnönü, Yönetim Kurulu Üyeleri de Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Milli Savunma Bakanı Recep Peker, Denizcilik Bakanı İhsan Divetçiler, İçişleri Bakanı Cemil Ubaydın, Maliye Bakanı Abdülhalik Renda, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, Bayındırlık Bakanı Behiç Erkin, Ticaret Bakanı Rahmi Köken, Sağlık Bakanı Refik Saydam’ dan oluşmuştur.Cumhuriyet öncesi dönemde Büyükada’nın en önemli sosyal kuruluşu, özgün adı; The Brinhipo Yat Kulübü Compani Limited Şirketi olan Yat Kulübü idi. Kısa bir dönem adı Büyükada Yat Kulübü Osmanlı Anonim Şirketi olan Yat Kulübü, 1924 yılındaki adını Büyükada Yat Kulübü Türk Anonim Şirketi olarak değiştirmişti.

CON PAŞA KÖŞKÜ    

 Con Paşa Köşkü veya John Avrimidis Köşkü; Köşk 1880 tarihinde Midilli doğumlu olan Con Paşa tarafından yaptırılmıştır. Köşkün mimarı Achileus Policis’tir. Con Paşa aslında Venedik’li bir aileden gelir. Esas ismi Trasiyolos Yannaros’dur. Con Paşa’nın yöneticisi olduğu İdare-i Mahsusa ilk Kadıköy Adalar seferlerini başlatmıştır. O dönemin vapurları Bağdat, Basra ve İhsan idi. 2010 metrekarelik alanda yer alır. Çağının mimari özelliklerini bünyesinde toplayan değişik üsluplardaki dış süslemeleriyle seçmeci veya eklektik bir yapı olup başka bir eşi yoktur. Con Paşa ölünce evi Avusturyalı eşine ve çocuklarına kaldı. Osmanlı Devletinin Berlin Büyükelçisi Osman Niyazi Paşa ise Con Paşa’nın kızı Alis ile evliydi 1.Dünya Savaşı başlayınca Con Paşa Almanya’da ve çocukları da Avusturya’da idi. Savaş sonrası aileden bir haber alınmayınca, Maliye köşke el koydu ve satışa çıkardı.