Sirkeci'de Büyük Postahane olarak bilinen ihtişamlı bina II. Abdülhamid döneminde Posta ve Telgraf Nezareti binası olarak yapılmış­tı. Binanın temel atma töreni 1 Eylül 1903 tarihinde II. Abdülhamid'in tahta çıkış yıldönümünde yapılır. Fakat binanın tamamlanması ve resmi açılışının yapılması ise 23 Temmuz 1909 tarihinde gerçekleşir. Yani II. Abdülhamid yapılmasına öncülük ettiği binanın resmi açılışını tahttan indirilmiş olduğu için göremez.

Posta ve Telgraf Nezareti için yapılan binanın öyküsüne geçmeden önce Osmanlıda modern posta hizmetlerinin nasıl başladığı ve neden böyle ihtişamlı bir postahane binasına ihtiyaç duyulduğuna bakmak gerekir. Osmanlı Devleti' nde haberleşme kurumunu hizmetler açısından iki döneme ayırmak gerekir. Sadece devlet haberleşmesinin temin edildiği ilk devreye, haberleşme teşkilatının iki önemli unsurunun isimlerinin birleş­mesinden oluşan "Ulak-menzilhane" dönemi adı verilir. Devletin haberleşme teşkilatını oluşturan menziller, yollarda coğrafi şartlara göre değişen mesafelerde, haberin yerine bir an önce ulaştırılması amacıyla konaklama noktaları şeklinde kurulmuştu. Bu konaklama noktalarında hazır tutulan beygirler de haber götürüp getiren ulakların hizmetine sunulmaktaydı. Her ne kadar menzil teşkilatı denince devletin resmi haberleşme ağı akla gelse de, merkezi yönetim tarafından organize edilen menziller, haberleş­me menzili eri, askeri menziller veya hac menzilleri olarak üç değişik amaca hizmet etmekteydi. Haberleşme menzilleri ile askeri menziller aynı isimle anılmasına rağmen, işleyiş ve fonksiyon bakımından birbirinden farklı bir yapılanmaya sahipti. Haberleşme için kullanılan menziller kaza ve kasaba merkezlerinde kurulurken, askeri menziller ise yerleşim alanlarının dışında ordunun iaşe, ikmal ve istihbarat gibi ihtiyaçlarını sağlamak için kurulmuştu.

Tanzimat'ın ilanından sonra 1840 yılında Posta Nezareti'nin kurulmasıyla başlayan ikinci dönemin en belirgin özelliği ise haberleşme kurumunun devlet tekelinde olmak üzere halkın da haberleşmesini üstlenmiş olmasıdır. Yeni kurulan Posta Nezareti, devlet evrakının yanı sıra ülke ahalisinin, postaya konu teşkil eden mektup, emanet (para) ve paketlerini Osmanlı sınırlan içinde taşımayı hedeflemekteydi. Yani devlet güvencesiyle halka haberleşme hizmeti verilmeye başlanmıştır. İlk posta konvoyları İstanbul'dan Edirne'ye 28 Ekim 1840 tarihinde, Anadolu taraflarına ise 2 Kasım 1840 tarihinde çıkarılmıştı. Aslında yeni kurulan posta örgütü eski sistemden de büyük ölçüde yararlanmıştır. Zira eski sistemin en önemli iki unsuru menzilhaneler ve tatarlar görevlerine devam etmiştir. Yeni kurulan posta teşkilatının esaslarını ve çalışma şartlarını düzenleyen ilk Posta Nizamnamesi ise Fransız Posta Kanunu' ndan uyarlanarak 16 Kasım 1840 tarihinde yürürlüğe girmişti. Posta Nezareti önce başkentte örgütlenmiş, bunun yanında taşradaki en önemli merkezlere posta müdürleri tayin edilmişti. Merkez teşkilatı içerisinde hem Posta Nezareti görevlileri, hem de Postahane-i Amire (İstanbul Postahanesi) memurlarıyla, posta tatarları yer almakta idi Posta teşkilatını düzenleyen ikinci nizamname de yine

Avrupa posta kanunları incelenerek 15 Temmuz 1871 tarihinde hazırlanmış­tır. Aynı yıl içerisinde Posta Nezareti, Telgraf Müdürlüğü ile birleştirilerek Posta ve Telgraf Nezareti adını alır. Fakat buradaki nezaret ünvanını müstakil bir nezaret olarak düşünmemek gerekir. Zira Posta Nezareti kuruluşunda önce Ticaret Nezareti' ne daha sonra Nafıa Nezareti' ne bağlı olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Telgraf müdürlüğü ile birleşip Posta ve Telgraf Nezareti ünvanını aldıktan sonra da Dahiliye Nezareti' ne bağlı bir kurum olarak çalışmıştır.

Posta tatarları. Musavver Nevsal-i Servet-i Füm1n, İstanbul 1311. 

Posta Nezareti kurulduktan sonra ilk başlarda yapılan postacılık hizmeti yalnızca evrak postacılığını kapsamaktaydı. Zira birinci Posta Nizamnamesi' nde de, postaların, aslı kağıt olan posta maddelerini taşı­yacağı öngörülmüştü. Mektuplar; ((adi, taahhüdü ve tahrirat-ı mühime" olmak üzere üç çeşitti. Bunlara ilaveten ((gazete, evrak ve takvim" de postalarla taşınmaktaydı. Zaman içerisinde günümüz posta havalesinin bir benzeri olan "emanet akça'' ve eşya postacılığı gibi değişik posta hizmetleri de devreye girmiştir. Posta Nezareti'nin kurulduğu yıllarda müvezzilik hizmeti verilmemekteydi. Yani alıcı, postadaki evrakını postahaneden gidip almaktaydı. Daha sonra 1861 yılında yapılan bir düzenleme ile sahibinin postahaneden almadığı mektubun, mektupçular tarafından adreslerine götürüleceği hükmü getirilir. Bu hizmete karşılık mektup alı­cılarından "ücret-i kademiye" adı verilen müvezzilik ücreti alınmaktaydı. II. Abdülhamid döneminde yürürlüğe giren 1882 tarihli üçüncü Posta Nizamnamesi' nde ise postalarda ücretsiz müvezzilik hizmeti, getirilmiş­ti. Bu dönemde mektup ve telgrafların zamanında alıcısına ulaşmasını sağlamak için müvezzilerin ahval ve hareketlerini teftiş etmek üzere seyyar müfettişlik de tesis edilmişti. Ayrıca yabancı postahaneler ayrı bir sorun teşkil etmekteydi. Avusturya' nın 1718 tarihli Pasarofça Antlaşması' na dayanarak 1721 yılında başlattığı kurye hizmeti ile yayılmaya başlayan ve sonraki yıllarda Rusya, Fransa, Büyük Britanya ve Yunanistan'a tanı­nan kendi postalarını taşıma ayrıcalığı imparatorluk içinde yabancı postahanelerin açılmasına neden olmuştu. Osmanlı yönetimi Posta Nezareti kurulduktan sonra yabancı postahaneleri kapatmak için bazı girişimlerde bulunsa da pek etkili olmaz. Özellikle II. Abdülhamid'in yabancı postahaneleri kapatmak için büyük bir çaba gösterdiğini, posta işlerinde "bağımsız" kalabilmek için yabancı postahaneleri kapatmayı temel hedefi haline getirdiğini söyleyebiliriz. Ancak tüm çabalara rağmen yabancı postahanelerin kapatılması 19 14 yılında mümkün olabilmiştir.

Postane-i Amire binasının resmi açılışı 5 Mart 1893 tarihinde yapılmıştı. Günümüzde bu bina İş Bankası Müzesi olarak kullanılmaktadır. BOA., Plan Proje Kataloğu, Nr. 206.

Osmanlı dönemi ilk postahane binaları hakkında İstanbul'dakiler hariç tutulursa, pek fazla bilgi bulunmamaktadır. İstanbul'da ilk Osmanlı postahane binası olarak Posta Nezareti' nin kurulmasından sonra Eminönü' nde Yeni Cami avlusundaki Cizyehane binası Postahane-i Amire adıyla açılmıştı. Evkaf' a ait iki katlı ve ahşap olan bu bina şehrin merkezi bir yerinde olması, sahile ve ticaret merkezlerine yakın olması nedeniyle Posta Nezareti'ne verilmişti. Binanın kapısının üzerine Sultan Abdülmecid'in tuğrası konulmuş ve celi hat ile Postahane-i Amire yazılmıştı. Şehirdeki yabancıların anlaması için de posta kelimesi Fransızca "Poste" şeklinde ayrıca ilave edilmişti. Posta tatarlarının çıkış saati de binaya asılan cetvelde belirtilmekteydi. Yeni Cami avlusundaki bu ilk postahane binasının üst katı Posta Nezareti alt katı ise İstanbul postanesi olarak kullanılmaktaydı. İlk dönemde Posta Nazırı aynı zamanda İstanbul postanesinin mü-dürü olarak görev yapmaktaydı. Bu ilk postane binasının görüntüsünü İstanbul' a 1875 yılında gelen seyyah Karl Braun şöyle anlatmaktadır:

Postane-i Amire binasının içinde posta dağıtım bölümü. Servet-i Fünı1n, Nr. 117. 

"Osmanlı Posta İdaresi Genel Müdürlüğü'nün ( . .) Yeni Cami semtindeki merkezine gittim. Müdürlüğe girmem kolay olduğu gibi içerde de istediğim gibi dolaşabiliyordum. Karışan görüşen hiç kimse yoktu. Kapıyı örten halıyı kaldırıp kendimi birden en kutsal yerde buldum. İç içe bir çok salon vardı ve her yer kağıtlarla doluydu. Zor olan sorumlu birini bulmak, daha da zoru bulduktan sonra gerekli bilgiyi alabilmekti. Nihayet birisini buldum; görevli Türkçe' den başka Yunanca ve Fransızca biliyordu ... ''

Yeni Cami'deki bu ahşap bina, zaman içerisinde posta hizmetlerinin artması üzerine yeterli gelmemeye başlar ve yıkılarak yerine kagir bir bina yapılır. Bugün ayakta olan bu bina İş Bankası Müzesi olarak kullanılmaktadır. II. Abdülhamid döneminde yapılan Postahane-i Amire binasının resmi açılışı da padişahın doğum gününde 5 Mart 1893 tarihinde yapılmıştır. Fakat Posta ve Telgraf Nezareti'nin birimleri ayrı binalarda hizmet vermekteydi. Yeni Cami yakınındaki Postahane-i Amire ve Alay Köşkü yanındaki Telgrafhane-i Amire binası zaman içerisinde haberleşme alanında artan iş yoğunluğu nedeniyle ihtiyacı karşılayamaz hale gelmişti. Ayrıca hizmetlerin farklı binalarda görülmesi de aksamalara neden olmaktaydı. Haberleşme alanında sıkı bir denetim ağı kuran II. Abdülhamid'in isteği üzerine yeni bir postahane binasının yapımı için hazırlıklara başlanır. Ayrıca yeni yapılacak postahane binası, İstanbul'daki yabancı posta merkezlerine karşı bir prestij meselesiydi. Yeni posta binasının yapılması 1900 yılında gündeme gelmiş olmasına rağmen büyük olasılıkla finansal sorunlar nedeniyle inşaata başlama süreci uzamıştır. Zira yeni binanın temel atma töreni 1 Eylül 1903 tarihinde yapılacaktır. Bu süreç içerisinde basında inşa edilecek yeni bina ile ilgili haberlere de rastlanmaktadır. Haftalık Musavver Malumat gazetesinin 11 Nisan 1901 tarihli nüshasında binanın planlarının mimar Vedat Bey tarafından hazırlandığı ve bina hakkında bilgi veren bir yazı çıkmıştır. Gazetede çıkan bu yazı ile birlikte binanın resmide yayınlanmıştır. Mimar Vedat Bey mesleğe baş­lamasından kısa bir süre sonra yaptığı İzmit Saat Kulesi ve Kastamonu Hükümet Konağı ile adından söz ettirmeye başlamıştı. Mimar Vedat Bey asıl şöhretini ise bir süre sonra mimarlığını üstleneceği Posta ve Telgraf Nezareti binası ile alacaktı. Nitekim Posta Nazırı Hasip Efendi yapılacak Posta Nezareti binasının inşasını mimar Vedat Bey' e teklif etmişti.

Postane-i Amire içinde posta nakli. Turhan Turgut Koleksiyonu. 

IL Abdülhamid iradesinde binanın sağlam bir şekilde yapılmasını ister. Nitekim inşaata başlandıktan sonra masraflı olmasına rağmen daha sağlam olacağı düşüncesi ile binanın döşemelerinin demir putrellerle yapılmasına karar verilmiştir.

Dahiliye Nezareti' nin 11 Eylül 1901 tarihli Posta ve Telgraf Nezareti' ne gönderdiği yazıda yapılacak yeni postahane binası için yarışma açıldığı ve mimar Semprini' nin de yarışmaya katılmak için dilekçe verdiği belirtilmektedir. Dönemin tanınmış mimar ve müteahhidi olan Guglielmo Semprini mimarlığından ziyade İstanbul'da kurduğu inşaat şirketi ile pek çok binanın yapım işini almıştı. Örneğin Tarabya'daki Alman elçiliği yazlık köşkleri, Kadıköy gazhanesinin inşaatı, Kız kulesinin onarımı, AlmanEşkanas Sinegogu, Alman lisesi gibi binaların müteahhitliğini yapmıştır.

Musavver Mah1mat'ın 11 Nisan 1901 tarihli nüshasında çıkan Posta ve TelgrafNezareti binasının resmi. Musavver Malılmat, Nr. 282. 

Yeni yapılacak Posta ve Telgraf Nezareti Binanın temel atma töreni II. Abdülhamid'in tahta çıkış yıldönümü olan 1 Eylül 1903 tarihinde yapılır. Devlet erkânı ve memurların katıldığı tören sırasında Padişahın ömrünün uzun olması için dualar edilir. Binanın temeli kazılırken altın ve gümüş Osmanlı paraları atılır. Posta ve Telgraf Nezareti bugüne özel olarak İstanbul'un gerekli görülen yerlerine posta kutuları asar ve dokuz posta merkezinde posta havalesi işlemi başlatır.

Temel atma töreninden sonra, 8 Eylül 1903 tarihli II. Abdülhamid'in iradesinden binanın kısım kısım ihale usulü ile inşa edileceğini ve inşaat için kurulan komisyon üyelerinin de belirlendiğini öğrenmekteyiz. Buna göre inşaat komisyonu, Maliye Meclisi üyesi Edhem Bey'in başkanlığında, Şura-yı Devlet üyesinden ehil bir kişi, Şehremaneti Esnaf Kalemi müdürü Sadık Bey, Posta ve Telgraf Nezareti meclisi azasından başkatip Münir Bey, Askeriyeden istihkam binbaşılarından Ali Rıza Efendi'den oluşmaktadır. Kurulan komisyon inşaat ile ilgili ihaleleri ve her türlü işlemi yürütecektir. Ayrıca komisyon başkanına ayda bin kuruş,üyelere altı yüz kuruş, mimar Vedat Bey' e de Posta ve Telgraf Nezareti mimarı unvanıyla ayda bin beş yüz kuruş tahsis edilmiştir.

Posta ve Telgraf Nezareti binasının temel atma töreni. Servet-i Füm1n, Nr. 649.

II. Abdülhamid bu iradesinde binanın sağlam bir şekilde yapılmasını ister. Nitekim inşaata başlandıktan sonra masraflı olmasına rağmen daha sağlam olacağı düşüncesi ile binanın döşemelerinin demir putrellerle yapılmasına karar verilmiştir. Binanın hafriyat işlemi yapılırken hemen yanındaki Hobyar Baba Cami-i Şerifı'nin muhafaza duvarlarına zarar verildiği ve caminin bahçesinin bir kısmının, postahane arsasına geçtiği yolunda şikâyetler olur. Bunun üzerine Evkaf Nezareti zaten harap durumdaki caminin zararının Posta ve Telgraf Nezareti tarafından tazmin edilmesini ister. Posta ve Telgraf Nezareti ise büyük bir itina ile inşaatın devam ettiğini ve caminin zarar görmeyeceğini bildirir. Binanın inşaatı ilerlemesine rağmen tahmin edilenden fazla harcama yapıldığı ve inşaatının geri kalan kısımları için ne kadar daha paraya ihtiyaç olduğu 5 Haziran 1907 tarihli Meclis-i Vükela toplantısında görüşülmüştür. Toplantının mazbatasında binanın bir iki seneye kadar ancak bitebileceği belirtilmektedir.

Binanın inşaatı devam ederken bir görüntü. Servet-i Fünun, Nr. 749.

Fakat geçen süre içerisinde inşaatın tamamlanması için ne kadar paraya ihtiyaç olduğu konusunda farklı rakamlar ortaya çıkmıştır. Ticaret ve Nafıa Nezareti heyet-i fenniye reisi, Seraskerlik baş mimarı ve Şehremaneti müfettişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde binanın iki milyon dörtyüz bin kuruşa tamamlanabileceği ifade edilir. Binanın mimarı Vedat Bey ise binanın bu rakam ile tamamlanamayacağını dört milyon kuruşa daha ihtiyaç olduğunu ifade eder. II. Abdülhamid, 24 Mart 1908 tarihli iradesinde mimar Vedat Bey'in de içinde yer alacağı yeni bir komisyon kurularak binanın bir an önce tamamlanması için ne kadar daha paraya ihtiyaç duyulduğunun tespit edilmesini ister. Meclis-i Vükela' nın 30 Nisan 1908 tarihli toplantısında ise artık binanın bitmesinin çok yakın olduğu ve binanın ihtiyacı nedeniyle yanındaki şekerci dükkânı ile anlaşılarak bu yerin istimlak edilmesine karar verilir. Posta ve Telgraf Nezareti'nin 19 Haziran 1908 tarihli Dahiliye Nezareti'ne gönderdiği yazıda, binanın bitmek üzere olduğu ve resmi açılışının 1 Eylül 1908 tarihinde yani padişahın tahta çıkış yıldönümünde yapılacağından dolayı,binayı gösteren elli bin kartpostalın açılış günü için dağıtılacağı bildirilmektedir.

Temmuz ayının başında ise açılışa az bir zaman kalmasından dolayı telaşlanan Posta ve Telgraf Nezareti, Nafıa Nezareti'nden inşaatın hızlandırılması için gerekli tedbirleri almasını ister. Posta ve Telgraf Nezareti binanın açılması için yoğun bir gayret sarf ederken, Temmuz ayının sonlarında İstanbul'da hareketli günler yaşanacaktır. 23 Temmuz 1908 tarihinde Meşrutiyet yeniden ilan edilir ve IL Abdülhamid'in iktidarında yeni bir sayfa açılır. 24 Temmuz tarihli İstanbul gazeteleri Meclis-i Mebusan' ın açılacağı ve seçimlerin yapılacağını kamuoyuna duyurmaktaydı. Yeni yapılan Postahane binası yeni dönemin simge binalarından biri haline gelecektir. Zira 11 Aralık 1908 tarihinde İstanbul mebuslarını belirlemek için yapılan seçimler yeni postahane binasında yapılmıştır.

Binaya konulan seçim sandığı matbaa-ı askeriye müdürü Ziya Bey tarafından pek sanatkarane bir şekilde yapılmıştı. Postahane binasında seçim işlemi bittikten sonra seçim sandığı allı yeşilli bayrakla da donatılarak bando eşliğinde Belediyeye götürülmüştü. 1908 yılının sonlarına gelindiğinde henüz binanın tamamlanmayan kısımları olduğu ve Posta ve Telgraf Nezareti çalışanlarının henüz yeni binaya taşınmadığı kurumlar arası yazışmalardan anlaşılmaktadır. Harbiye Nezareti' nin 19 Aralık 1908 tarihinde Sadaret' e gönderdiği yazıda, Posta ve Telgraf Nezareti memurlarının birkaç senedir Soğuk çeşme'deki Askeri Rüşdiye Mektebi' ni işgal ettikleri ve askeriye tarafından mektep binasının kullanılacağı ve bir an önce bu binanın boşaltılması gerektiği bildirilmektedir.

Servet-i Fünun, Nr. 869. 

Bunun üzerine Posta ve Telgraf Nezareti'nin 10 Ocak 1909 tarihli yazısında, Askeri Rüştiye Mektebi' ni boşaltamayacakları, yeni binanın Posta ve Telgraf Nezareti binasının resmi açılışı anlamlı bir güne denk getirilerek II. Meşrutiyet'in birinci yıldönümünde 23 Temmuz 1909 tarihinde yapılır.Fakat II. Abdülhamid 27 Nisan 1909 tarihinde tahtan indirildiği için bu görkemli binanın resmi açılışını görememiştir. Binanın açılış töreninde yapılan konuşmalarının ana teması Meşrutiyet rejiminin kalıcı olması üzerine olmuştur.


IL Meşrutiyet'in ilanından sonra 11 Aralık 1908 tarihinde yeni postahane binasında İstanbul rnebuslarını belirlernek için yapılan seçim. Servet- i Fünün, Nr. 91 8. 

Kalorifer ve aydınlatma sisteminin tamamlanmadığı ve bunların birkaç ay içinde tamamlanacağı belirtilmekte ve ancak baharda Askeri Rüşdiye Mektebi' ni boşaltabilecekleri ifade edilmektedir. Posta ve Telgraf Nezareti binasının resmi açılışı anlamlı bir güne denk getirilerek II. Meşrutiyet'in birinci yıldönümünde 23 Temmuz 1909 tarihinde yapılır. Fakat II. Abdülhamid 27 Nisan 1909 tarihinde tahtan indirildiği için bu görkemli binanın resmi açılışını görememiştir. Törene daveti olan devlet erkanı ve yabancı elçiler binanın ikinci katındaki salonda toplanmışlardır. Zemin kattaki gişelerin bulunduğu büyük salonda ise bando latif havalar çalmaktaydı. Binanın açılışı Meşrutiyet'in ilanının birinci yıldönümüne denk geldiği için açılış konuşmalarının ana teması Meşrutiyet rejiminin kalıcı olması üzerine olmuştur. Maliye Nazırı Mehmed Cavid Bey'de törende konuşacaklar arasındadır. Lakin kendisinin Selanik'de olması nedeniyle onun yerine yine Maarif Nazırı konuşur. Binanın mimarı Vedat Bey de bir konuşma yapar. Daha sonra davetliler için ayrı bir salonda hazırlanmış olan büfede ikram edilen pastalar, dondurmalar yenir ve şerbetler içilir. Akşam üzere ise binayı halkın gezmesine izin verilir. Günümüzde Sirkeci' nin adeta sembolü haline gelmiş olan Posta ve Telgraf Nezareti binası ihtişamı ve mimari yapısı ile dikkat çekmektedir. Avrupa' nın büyük şehirlerinde yeni yeni görülmeye başlayan büyük, aydınlık ve ferah merkezi postahanelerin bir benzeri de Posta ve Telgraf Nezareti binasıdır.Dikdörtgen planlı olan bina bir bodrum, zemin ve üç normal kat olmak üzere beş katlıdır.

Atatürk Kitaplığı Kartpostal Koleksiyonu, Nr. 1993. 

Yapının büyük bir kısmında özellikle cephelerde Hereke'den getirtilen yontma taşlar kullanılmıştır. Binanın girişindeki taş işçiliği dikkat çekicidir. Zeminlerde ve merdivenlerde mermer, süslemelerinde ise yerli çini kullanılmıştır. Bina inşa edilirken, hem nezaretin idari birimleri hem de merkez postahanesi olma özelliği düşü­nülerek tasarlanmıştı. Bina yapıldığı yılların en ileri yapım teknolojisine sahiptir. Binanın simetrik ve ilk bakışta oldukça basit görünen bir şeması vardır. Merkezinde büyük bir orta hol bulunmaktadır. Gerek posta merkezine gerekse nezarete ait birimler bu hol çevresinde toplanmıştır.

Binanın temel atma törenine katılarr beyet. Servet-i'Fünün, Nr. 649 .  

Zemin katta posta merkezi ve teknik servisler, üst katlarda nezaret birimlerine ait oda ve salonlar bulunmaktadır. Binanın ön cephesindeki anıtsal merdivenlerin yanı sıra, en dikkat çeken yanı kuşkusuz iki uçtaki biri padişaha, diğeri Posta ve Telgraf Nazırına ayrılmış olan kule çıkmalarıdır. Her iki kulede bulunan saatlerin biri alla turca diğeri ise alla franca zamanları göstermekteydi. Kulelerin en üst bölümünde ise metal köşklü, bayrak direkli, tümüyle batılı bir görünümü olan fenerli birer kubbe bulunmaktadır. Binanın mimarı Vedat bey ile 1937 yılında yapılan söyleşide, kendisine bina için ne kadar harcama yapıldığı sorulduğunda şöyle cevap verir:

-100 bin altına ... Aynı binayı bugün yapmaya kalksanız, elli bin altın fazla vermeniz icap eder. Çünkü beton devrindeyiz, ne o taşları ne de o ustaları kolay kolay bulamayız.

Yine bu söyleşide binanın sağlamlığı sorulduğunda da şunları söyler:

-Yeni Postahane binası bin sene dayanabilir, büyük camiler gibi, bu yapı eğer şimdi kullanılan malzeme ile, yani beton olsaydı çoktan ihtiyarlamaya başlamıştı. Çünkü haydi haydi altmış yetmiş senelik bir ömrü olurdu.

Posta ve Telgraf Nezareti, II. Abdülhamid döneminde Dahiliye Nezareti'ne bağlı olarak çalışmalarını sürdürmüştü. II. Abdülhamid'in tahtan indirilmesinden sonra hızlı bir şekilde bazı kurumlarda isim değişikliğine gidilir. Bazılarında ise bağlı olduğu nezaretler değiştirilir. Posta ve Telgraf Nezareti de bu değişimden etkilenen kurumlardandır. 13 Temmuz 1909 tarihinde ünvanı Posta ve Telgraf Müdüriyeti Umumiyesi olarak değiştirilmiş ve Maliye Nezareti'ne bağlanmıştır. 0 Telefon işleri de bu müdüriyet içine alındıktan sonra 1911 yılında müstakil nezaret haline gelerek ünvanı Posta, Telgraf ve Telefon Nezareti olmuştur.

Kaynak:

İTO Dergisi