Beyoğlu'nun en görkemli zamanlarını hatırlamakta zorlanmazsınız...Bazı sokaklarına kalabalıktan giremediğimiz, bütün arkadaşlarımızla hiç düşünmeden buluşma yeri olarak karar verdiğimiz, şehrin müziğinin de sinemasının da modasının da nabzını tutan Beyoğlu! Siz de o Beyoğlu'nu çok özlemediniz mi?

Galata

İstanbul’un göz bebeği… Her sokağı kuleye çıkan Galata’nın kafeleri ayrı, butikleri ayrı, kahvecileri ayrı güzeldir. Her sokak başlı başına birer podyumdur adeta. Kimsede göremeyeceğiniz takılar, kıyafetler önünüzden geçer gider. Galata’nın sakinleri bu ülkenin en ‘uluslararası’ insanlarıdır; turistin Tarihi yarımadanın hemen ardından ilk uğradığı yer de yine Galata’dır…

Nevizade

Üniversitelilerin buluşma yerinde bir zamanlar sokağa girebilmek için bile dakikalarca beklemek gerekirdi. O kalabalığın içinde yavaşça eğlenceye doğru sürüklenmek başlı başına bir İstanbul alışkanlığıydı; kimse o kalabalıktan rahatsız da değildi zaten. Derbi geceleri, doğum günü kutlamaları, yıllar sonra gerçekleşecek arkadaş buluşmaları; Nevizade’ye gitmek için her zaman bir sebep bulunurdu.

Pera

Pera, Beyoğlu'nun eski adı ama Pera Palace'ın konumundan ötürü Asmalımescit ve Tepebaşı geliyor şimdilerde Pera denince akla... Çok değil birkaç sene önce sokaklarına girmek için bile yoğun bir mücadeleye girdiğimiz hafta sonu 24 saat yaşayan, Meşrutiyet Caddesi'ndeki sıra sıra mekanların önünde kuyruk hiç eksik olmayan Pera'yı siz de çok özlemediniz mi? Cuma gecesi fasıl keyfinden çıkıp, Cumartesi akşamı şehrin en popüler dans pistlerinden birine kendinizi atabileceğiniz hiçbir yere benzemeyen sokaklardı buralar!