O zamanların gerçek kabadayıları halka iyi davranırlar, mahallelerinde kanunsuzluğa müsaade etmezlerdi. Aksaraylı Sarraf Niyazi de bunlardan biriydi. Aslen Mora’lıydı.


Tıbbıye’ye kaydoldu ancak yakınlarının ‘Senin işin değil’ uyarısı üzerine doktor olmaktan vazgeçti. Boyu 1.90 olmasına rağmen, adeta bir çocuk yüreğine sahipti. Eli çok açıktı, fakirlere yardım ederdi. Babasının açtığı sarraf dükkanını da bu nedenle batırdı. İstanbul’un namlı kabadayılarının uğrak mekanı olanAksaray’da Emin Ağa’nın sahibi olduğu ‘On ikiler’ adındaki kahvehaneye giderdi. Hem bıçak hem de tabanca kullanımında üstüne yoktu. Attığını vurmasına rağmen silaha sarılmazdı. Genellikle tokadını kullanır, kendilerine kabadayı süsü veren üç beş züppeyi yere serdiği görülürdü.

Adalara Başkomiser Oldu
Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul’un asayişinde genel bir bozulma görülüyordu. Özellikle Rumların yaşadığı Büyükada’da da asayiş bozulunca, polis müdürü Giritli Kemal Bey, güvendiği Sarraf Niyazi’yi makamına çağırarak, “Sizi Adalar’a başkomiser tayin ediyorum” dedi. Sarraf Niyazi, makamına oturunca polisleri toplayıp, “Arkadaşlar asayişi temin edeceğiz. Etrafımız su olduğu için işimiz kolaylaşır. Suç işleyen Elimizden kaçamaz” dedi. Bir gece sahil gazinolarının birinde Pandeli adındaki bir Rum kabadayısının olay çıkardığını duydu. Gönderdiği polis, Pandeli’den azar işitip eli boş döndü. Sarraf Niyazi bir solukta gazinoya girdi. “Karakol marakol tanımam” diyerek istifini bozmadan oturan Pandeli’nin önündeki masayı tekmeyle devirdi, ardından şaşkına dönmüş adamı bir çuval gibi havaya kaldırıp denize attı. Daha sonra kalabalığa seslendi: “Başka banyo yapmak isteyen biri var mı?” Büyükada’da asayiş o kadar kısa bir sürede düzelmişti ki iki sene boyunca herkes kapısı açık yattı. Zaptiye Nezareti’nden Niyazi Bey’e başarısından dolayı takdirname verildi.

Fransızları Denize Attı
Sarraf Niyazi’nin başkomiserlik macerası kısa sürdü. Yeni gelen müdürün ‘kanunsuz icraat yapıyor’ diye gönderdiği bir müfettişi art niyetli olduğunu anlayıp tokatladı. Ardından masasına oturup, kahvesini içti ve istifasını yazdı. Sarraf Niyazi’nin mütareke yıllarında etrafta heyecan yaratan bir başka icraatı da Yeniköy’de kendisine sataşan 10 Fransız askerini, teker teker denize atmasıydı. Fransız subayları da hayran kaldıkları babayiğiti kendi masalarına davet etmişlerdi.