Yol Arkadaşım 2

Uzun zamandır yazmadım. Yazamadım, demek daha doğru olur kanımca. Malum, tüm vakitleri tıka basa doldurmalar ve elbette sonuca vardığı yerde de zaman ayıramamalar bazı şeylere. Farklı bir konuda farklı yazı yazmaya karar verişimin de sebebi bu oldu işte.

Önce şunu belirteyim. Ben sinema eleştirmeni değilim. Bunca zaman emek sarf edenlere saygısızlık olur. Girizgâhı bitirip, asıl mevzuya dalış yapalım şimdi.

Efendim, zaman bulup da gittiğim ve hakkında birkaç şey yazmam lazım dediğim bir film var: Yol Arkadaşım 2. İlkini televizyondan izleyip, beğendiğimden “artık ikincisine sinemaya gideyim” dediğim film.

Öznel bir değerlendirme yapacağım. Çok güzel vakit geçirilebilecek, naif bir film. Karakterler oturmuş yerli yerine, yadırgamadım. Ama en büyük parantezi açmak istediğim, filmin aynı zamanda senaryosunu yazan İbrahim Büyükak’a. Senaryosundan çok, oyunculuğu ile harikalar yaratmış. Oğuzhan Koç ve filmin diğer oyuncuları da görevlerini layıkıyla yerine getirmiş. Filmin içinde, akıp giden komedi motiflerine tutunan hüzünlü replikler, hiç de sırıtmıyor izlerken. Bu sebeplerle filmin yapımcısını, yönetmenini ve başta İbrahim Büyükak olmak üzere tüm oyuncularını kutluyorum.

Baştan söyledim, film eleştirmeni olmadığımı. Sadece bir izleyici olarak öznel bir değerlendirme yapabilirdim, zannımca yaptım. Hatta ve hatta bu kadar sinirleri geren, birbirinin benzeri olan dizilerin arasında gülümseten filmleri en azından sinemada tâkip edebilmek güzel. Bu tür yapımların çoğalmasını yüksek miktarda diliyorum.