434 yıllık kilise hizmete açılıyor

Edirnekapı'da UNESCO Dünya Miras Alanlarından biri olan Karasurlarının bitişiğinde bulunan Ayayorgi Kilisesi 434 yıl sonra yeniden restore edilerek hizmete açılıyor. Restorasyon sırasında kilisenin duvar dibinde toprağa gömüşmüş çok önemli 2 kitabede gün yüzüne çıkarıldı. Edirnekapı'da Mihrimah Sultan Cami'den sonra Ayayorgi Kilisesi'nin de açılması bölgeye büyük bir canlılık kazandırdı.

İstanbul'un UNESCO Dünya Miras Alanlarından biri olan Edernikapı Karasurları bitişiğinde bulunan Mihrimah Sultan Camii'nin restorasyonundan sonra hemen bitişiğinde bulunan Ayayorgi Kilisesi'de, İstanbul 1. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından, “bir sur, bir cami ve bir kilise” sloganıyla restore edildi.

İstanbul 1. Vakıflar Bölge Müdürü Mürsel Sarı, “Aynı bölgede yer alan Mihrimah Sultan Cami'ni restore ederek hizmete açmıştık. Şimdi de çok nadide bir eser olan Ayayorgi Kilisesi'ni de aslına uygun bir şekilde restore ederek hizmete açacağız. 1726 yılındaki onarımlardan sonra en kapsamlı retorasyonu Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak 22014-2017 yıları arasında tamamladık” dedi.

KİLİSE ÇATISINA OSMANLI KİREMİDİ

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ayayorgi Kilisesi tabanından çatısına, içerisindeki en ince ayrıntılarına kadar restore etti. 2014 yılında başlayan restorasyon çalışmaları 2017 yılında tamamlandı. Kilisenin çatıdan itibaren başlayan onarımlar ile çatının üst örtüsü kaldırıldı bunun neticesinde proje aşamasında görülememiş ahşap taşıyıcı sistemine ulaşıldı. Ahşaplarda gerekli onarım çalışmaları yapıldı. Bu çalışma esansında apsis üst örtüsünde yer alan orijinal “Osmanlı kiremidi” olarak adlandırılan çatı kiremitleri yeniden üretilerek orijinal fotoğraftaki şekline getirildi.

KİLİSE DUVARLARI İLMİK İLMİK ÖRÜLDÜ

Kilise duvarlarında tespit edilen çatlaklar incelenerek, statik müdahalelerle ilişkin analizler sonrası modellemesi yapıldı. Sonuç raporu ve modele göre yapı, saçak kotunda paslanmaz hatıllarla bağlanmak suretiyle güçlendirildi. Duvar içinde yer alan eksik ahşap hatılar tamamlandı, çatlaklarda özgün malzeme ile dikiş ve duvarlarda enjeksiyon yapılarak güçlendirme işlemleri yapıldı. Ayrıca mikro enjeksiyon ile sıva sağlamlaştırma, tonoz kotunda bulunan kalemişi arka yüzeylerinde sağlamlaştırmalar yapıldı. Yapıdaki tüm ahşap elemanlar böceklenmeye karşı ilaçlandı.

Cephelerde, çevre duvarlarında bulunan çimentolu derzler tamamen alınarak ve özgün karışımına uygun derz uygulaması yapıldı.

KİLİSENİN KİTABELERİ TOPRAK ALTINDAN ÇIKARILDI

Drenaj yapılırken, kilisenin duvarının dibinde bulunan ve XVIII. yüzyıldaki kiliseye ait Drenaj çalışması sırasında duvar dibinde ortaya çıkarılan çok önemli iki adet kitâbe bulundu. Bunlardan birincisi, XVIII. yüzyıldaki inşaata ait olanı ve diğeri de XIX. yüzyılda yanan kilisenin inşâ yılına ait. İlk kitâbenin ortasında, bir kaş kemer içine alınmış haç motifi kabartma olarak yer alırken, sembolik anlamlara sahip IC-XC haçın üst kolunun iki yanında; NI-KA ise haçın alt kolunun iki yanında yer alan kısaltma yazılardır. En altta ise, yine iki kısma ayrılmış halde 1726 tarihi bulunmaktadır. Yakın bir noktadan ortaya çıkan diğer bir kitâbe ise mevcut kilisenin inşâ kitâbesi olup, 1834 tarihini taşımaktadır. Kitâbede hem latin rakamları hem de Osmanlıca rakamlar kullanılmıştır.

4 DÖNEME AİT KALEMİŞLERİ ORTAYA ÇIKARILDI


Kilisenin iç mekânında çok katmanlı muhdes yağlı boya ve çimento sıva raspaları yapılarak bu raspaların sonucunda ilk yapıldığı dönemden günümüze kadar dört döneme ilişkin kalemişine rastlandı. Bu çok dönemli kalem işi yüzeyleri bulundukları yerlerde korunarak projelendirilerek belgelendirildi. Rölöve ve Restorasyon Projelerinin onaylaması neticesinde kalemişi restorasyon uygulamalarına başlanmış elde edilen veriler doğrultusunda noktasal tamamlamalar, mevcut kalemişlerinin ihyası ve bulunmuş olan kalemişlerinin yeniden yapılması şeklinde uygulama yapıldı.

OYMALARDAKİ EKSİKLİKLER TAMAMLANDI

Templonun ve ahşap ikonaların üzerinde bulunan oymalardaki eksikler tamamlandı. Ahşap tavanların sadece kadınlar mahfili üzerinde bulunan çürük kısımları değiştirilerek, diğer kısımların yerinde onarımları yapıldı. Kadınlar Mahfilinin çürümüş olan ahşap döşemesi sökülüp, özgün ebadında lamine ahşaplarla tekrar kaplandı. Daha önce sökülmüş olan giriş sağ tarafta bulunan Kadınlar Mahfili'ne çıkış merdiveni yeniden yapılarak, tüm ahşap oturma sıralarının üzerinde bulunan cilalar ahşaba kadar inilmek suretiyle sökülmüş, gerekli onarımlar yapılarak tekrar cilalandı.

ÇEVRE DÜZENLEMESİ YAPILDI

Yapı kompleksinin bütününde hassas, özgününe sadık kalınarak özverili bir restorasyon çalışması yapılarak kendi özüne, özgün katmanlarına kavuşan yapılarla birlikte, çevre düzenleme ile de çalışmalar tamamlandı.Edirnekapı'ya kısa bir aralıkla yapılan camii ve ardından kilisenin restorasyonu büyük canlılık getirdi.

Aya Yorgi Kilisesi Hakkında

Kilisedeki kitâbelerden anlaşıldığına göre yapı, 1726 yılında restore edilmiştir. Geçirdiği bir yangının ardından da, 1834-1836 yıllarında Patrik VI. Gregorios zamanında, Hacı Nikolaus’a yeniden yaptırılmıştır. Kilise, 26,50x20,20 m ebatlarında olup, üç nefli bir bazilikadır. Küçük bir kompleks halindeki yapılar arasında avlunun doğu kısmında okul binası, kuzeyinde yönetim binaları, kâgir kaideli ve metalden bir çan kulesi ile kiliseye kuzeyden bitişen kare planlı sarnıcın yanı sıra kilisenin güneyinde Ayios Basileios Ayazması yer almaktadır.

Kilisenin adına tarihte ilk olarak 1583 yılında hazırlanan Tryphon Listesi’nde rastlanmakta, günümüze kadarki geçmişi tâkip edilebilmektedir.

Üç nefli ibadet mekânının doğusunda içte ve dışta yarım yuvarlak bir apsis, batısında kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı narteks ve önündeki giriş mekânından ibarettir. Nefleri, altışar sütunlu sıralar ayırmaktadır.

Kilise narteksinin duvarındaki kitâbenin solunda 1836 tarihli kitabe yer alırken burada kabartma tekniğinde Ayios Yeorgios figürü bulunur. Figürün altında, kabartma tekniğindeki üç satırlık Yunanca metinde “Sisinion bölgesi, Louvri köyünden Başusta Stergios oğlu Hacı Kiros, Kocaoğlu İoannis. 1836” yazısı bulunmaktadır.