Fatih Sofular Cami, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Mürsel Sarı'nın da katılımıyla törenle hizmete açıldı.

İstanbul'un ilk dini yapılarından olan 558 yıllık Sofular (Molla Hüsrev) Camii 5 yıl süren restorasyon çalışmasının ardından yeniden ibadete açılıyor. Mimari özellikleri açısından benzeri nadir görülen, değişik dönem ve üslupları içerisinde barındıran önemli bir kültür mirası olan tarihi camininin restorasyonuna 3 milyon 233 bin lira harcandı.

Fatih, Sofular Caddesi ile Molla Hüsrev Sokağı'nın kesiştiği noktada bulunan tarihi Sofular (Molla Hüsrev) Camii'nin restorasyonuna İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü koordinesinde, 2013 yılında başlandı.

CAMİ AÇILIŞINI BAKAN ÇAVUŞOĞLU YAPTI

Yaklaşık 5 yıllık bir restorasyon çalışmasının ardından tarihi cami Cuma namazına müteakip Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu tarafından yeniden ibadete açıldı.

TARİHİ CAMİNİN RESTORASYONU 3 MİLYON 233 BİN LİRAYA MALOLDU

Tarihi Sofular caminin restorasyonu 3 milyon 233 bin liraya maloldu. Camide yapılan restorasyon işlemleri şöyle:

Ahşap çatılar yeniden onarıldı

Ters T planlı, kagir duvarlı cami, geniş bir kiremitli çatıyla örtüldü. Cami, ahşap çatılı camiler içerisinde açıklığı en geniş camidir. Bu nedenle çatı özgünlüğü korunarak makasları özgün çatı makasları uygulama esnasında gerekli temizlek ve bakım çalışmaları yapılarak yerinde korundu.

Mihrap kısmı tamir edildi

Mihrap kısmı dışarıya taşkın kare biçimli olan caminin mihrap bölümü yine dışarı taşkın bir biçimde yapılarak vurgulandı. Mihrap duvarının alt kotunda dört, mihrap çıkıntısının sağında ve solunda ikişer tane, mihrabın yanlarında ise iki dikdörtgen formlu, sade bir şekilde pencelere yapıldı.

Pencereleri onarıldı

Doğu ve batı duvarlarının alt kıısmları sağır bırakılan mescidin, bu ceplere ait üst kısımlarında ise beşerden on tane üstlük adı verilen tepe penceresi onarıldı. Bu tip düzenleme mescit mimarisinde az rastlanan bir özelliktir.

Son cemaat yeri özgün hale getirildi

Caminin kuzeyatı tarafında bitişik olarak yeniden inşa edilen minare taştan tek şerefelidir. Tuğladan inşa edilmiş eski minare, uygulama öncesinde çarpık bir biçimde yapılmış olan son cemaat yerinin ortasında kalmış olup kaidesi okunmuyordu. Son cemaat yeri zamanla eklentilerle kapalı mekan haline getirilmiş, içerisine muhdes apıyar konulmandırılmıştı. Uygulama esnasında minare kaidesi muhdes eklerden arırndırılarak ortaya çıkarıldı. Bahçe duvarı üzerindeki eklentiler kaldırıldı. Son cemaat yeri özgün hali toğruldusunda açık mekan haline getirildi.

Kalemişleri ihya edildi

Cami kuzey dış cephe üzerinde kalemişi bulunuyor. Dış cephede ve son cemaat yerinde kalemişi bulunması İstanbul camilerinde sık rastlanan bir özellik değildir. Daha çok Balkanlarda görülün bu durum yapının en karakteristik özelliklerinden biridir. Benzer bir durum kadınlar mahfiline çıkışın dışarıdan ahşap merdivenle sağlanması açısından da geçerlidir.

Ahşap mahfil onarıldı

Caminin içerisinde bulunan altı tane direğe oturan ahşap mahfil 2. Mahmud döneminden kalmadır. Mahfilde dönemin revaçta üslubu ampir tarzın izleri belirgindir.

Edirnekariler ihya edildi

Ahşap minberi Hadika'ya göre 4. Mehmet zamanında Ahmed Paşa'nın oğlu Girit Valisi Mehmed bey koydurmuştur. Uyguluma öncesinde üzeri yağlı boya ile ötrülü minberin raspası yapıldıktan sonra edirnekariler ihya edildi.

Kalemişleri ortaya çıkarıldı

Caminin içerisinde 2 farklı döneme ait kalemişi bulunuyor. Üzerinde bulunan ortalama 9 kat macun ve yağlı boya raspası yapıldıktan sonra 2 döneme de ait bilginin ortaya çıkarılması ve aktarılması amacıyla 2 dönem bir kompozisyon oluşturacak şekilde düzenlendi.

Kalemişleri yerinden çıkarılıp onarıldı

Caminin 3 beden duvarı (son cemaat dışında kalan doğu, batı ve güney cephesi) kagirdir. Kuzey cephesi alt kotta kagir, kıdanlar mahfili kotunda ahşap karkas üzerine bağdadi örgü sitemiyle örülmüştür. Çift taraflı kalemişi bulunan bu yüzeylerin konservasyonu için iç cephede bulunan kalemişleri itinalı biçimde facing yöntemiyle yerinden sökülüp, ahşap karkasta bakım ve onarım tamamlandıktan sonra yerlerine monte edildi.

İSTANBUL'UN İLK DİNİ YAPILARINDAN

Fatih'te Sofular Caddesi ile Molla Hüsrev Sokağı'nın kesiştiği noktada bulunan Sofular (Molla Hüsrev) Caminin ilk inşa tarihi 1460'dır. Bu nedenle İstanbul'un fethinden sonra yapılan ilk dini yapıları arasında yer alır.

Tarihi caminin banisi Şeyhülislam Molla Hüsrev Efendidir. Caminin banisinin isminden dolayı “Molla Hüsrev Mescidi” olarak tanınır. Mescit çeşitli onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır. 17. yüzyılın ikinci yarısında minber ilave edilerek camiye dönüştürüldü. Tarihi cami bugünkü görününüme ise 1920'li yıllarda Trabzonlu hayırsever bir kadının yaptırdığı tamiratla almıştır.